Özgürlük istediğim zaman güneşin altında sıcaklığını yüzümde hissedebilmekti,yıldızların altında oturup mutlak sessizliğinde onları izleyebilmek ya da yağdığı zaman yağmurun çatıdaki sesini duyabilmekti.
O ve ben birbirimize benziyorduk, aynı sadist kumaştan kesilmiş iki yaralı ruh… Kâh kendi acılarımızla kâh başkalarının bize yaşattığı acılarla büyümüştük.
Onu ne zaman düşünsem sol yanımdaki küçük gaddar et parçası zalimce beni ele verip atmaya başlıyordu. Onu yerinden söküp atmak, sonsuza kadar ondan kurtulmak istiyordum.