Yahu, ne diyeyim ki? Ahmet Ümit yine döktürmüş mü mürekkebi? Susurluk kazasıyla başlayan olaylar silsilesi, gazeteci abimizi karanlığın kalbine sürüklüyor. Geçmişle yüzleşmek, gerçekleri ortaya çıkarmak derken akıl oyunları, siyasi entrikalar havada uçuşuyor.
Okurken gerilimden yerinde duramazsın, meraktan sayfaları çevirmekten elin yorulur. Karakterler o kadar gerçekçi ki sanki hepsiyle tanışmışsın gibi hissediyorsun. Yazarın üslubu da akıcı, sade ve sürükleyici.
Sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda Türkiye'nin yakın tarihine dair de ibret verici bir bakış açısı sunuyor. Siyasi komplolar, karanlık güç oyunları falan derken insan ister istemez düşünmeye dalıyor.
Sonuç olarak, Kukla okunmaya değer bir roman. Gerilim severler için zaten biçilmiş kaftan, ama Türkiye tarihiyle ilgilenenler de kaçırmasın derim.
Ama şunu da belirtmeden geçmeyelim, bazı okurlar kitabın başlangıcının biraz yavaş olduğunu söylemiş. Bence o kadar da değil, ama okumaya başlamadan önce aklınızda bulundurun derim.