Mercan. Denizlerin diplerinde kendisine verilen adla yaşayan zorlu şartlarda bulunup çıkarılan canlılardan tek farkı onların etrafının kalabalık olmasıdır. Hatta mercanlar en nihayetinde bir insan tarafından bulunup çıkarılabilir.
Bir apartmanın bodrum katında tıpkı denizlerin diplerinde yaşayan mercanlar gibi dipte yaşayan Mercan ise kocası tarafından terkedilmiş, çocuğu olmayan yalnız bir kadın. Kocasına resti çekip onun gitmesine ve geri dönmemesine neden olmuş ama bu yaptığının bir blöf olduğunu da gün geçrikçe yalnızlığından anlar Mercan. Önceleri çocuğu olsun diye camilerde duaya el açarken git gide türbelere, kiliseye hatta falcılara kadar götürür işi ama isteğinr kavuşamaz. Sonraları bu dileğine kocasının dönmesini de ekler ama işler yine istediği gibi sonuçlanmaz.
Tanrıyla sohbet eder, kendiyle sohbet eder, korkar, cesurlaşır, alışık olmadığı şeyler yapar ama Mercan hayattan istediğini alamaz. Mercan a göre yalnızlık bir Allah'a bir kendine mahsus kılınır.
Gün geçer Mercan apartman silmeye devam eder. Gün geçer Mercan iyice umutlarını tüketir. Gün geçer...
Kocası gittikten sonra, oh azıcık aşım kaygısız başım diyemezdi Mercan. Zira Mercan'a göre dünyada başı kaygıdan kurtarmayan iki şey varsa; biri aşın azıcık olması, diğeri başın bir başına olmasıydı.
Bunların yok muydu yani hayatta bekledikleri hiçbir şey ? Bak kapılarını çekip gelmişlerdi işte. Mademki Allah Mercan'ı yaratmıştı. Yaşamaya devam edecekti.