Borçsuz yaşamak ve üzerinde başkalarının hakkı olmadan dünya hayatını noktalamak her insanın arzuladığı bir haldir. Lakin bunda muvaffak olmak öyle kolay değildir. Çünkü bu şuura sahip olabilmek için önce “hak”kın ne olduğunun bilinmesi lazımdır.
Hak, yolda karşılaştığımıza bir tebessüm eşliğinde selam vermekten verilen sözü tutmaya; trafik kurallarına uymaktan Allah'ın yarattığı diğer canlıların hukukunu korumaya kadar çok geniş bir yelpazede hayatımızı kuşatmıştır.
Hakkın insanı titreten, üzerinde kalacak endişesiyle insanı adeta diken üzerinde tutan öyle bir hususiyeti vardır ki, bu da Allahu Teala'nın kul hakkının affını, hak sahibinin rızasına bağlamış olmasıdır. Bu cidden tüyler ürpertici bir durumdur, şöyle ki;
Sosyal bir varlık olmamız hasebiyle pek çok insanla münasebet içerisindeyiz ve bu münasebetler esnasında bilerek ya da bilmeyerek muhataplarımızın hakkına girebiliyoruz. Bilip farkında olduklarımızla helalleşerek bir şekilde üzerimizdeki haklardan kurtulabiliriz; ya farkında olmadıklarımız için ne yapacağız? Mesela fertleri yüz binleri bulan bir topluluk için, menfi bir değerlendirmede bulunduk… Ya da dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşayan bir şahıs için duyduğunda hoşuna gitmeyecek sözler sarf ettik…
Işık yayınlarından çıkan ve Ahmet Kerem Sever imzasını taşıyan “Kul Hakkı” adlı eser, bir Müslüman'ın üzerinde kul hakkı ile ahirete gitmemesi adına onu bilgilendirme, bu konuda hassasiyet kazandırma düşüncesiyle kaleme alınmış. Eserde, öncelikle hak kavramı üzerinde duruluyor. En geniş yelpazeden başlayarak Allahu Teala'nın kulları üzerindeki hakları ve Peygamber Efendimizin(sallallahu aleyhi ve sellem) ümmeti üzerindeki haklarına değiniliyor. Daha sonra da, Müslümanların diğer Müslümanlar üzerindeki hakları ve insanların birbirleri üzerindeki hakları İslam'ın temel kaynakları olan ayeti kerimeler ve hadisi şerifler ışığında izah ediliyor.
