''Çocuğu olmadığı için yıllarca hormon tedavisi neticesi kilo
almış bir kadınla tanışmıştım. Tedaviden sonra çocukları olmuş, kilolarda üstüne kalmış. Tedavi başlayana kadar incecikmiş. Kısa süre önce başından geçen bir olayı anlattı bana.
Eşiyle birlikte kalp rahatsızlığı için doktora gitmiş. Doktor
eşine "Karınız çok kilolu, yerinizde olsam bu kadını boşardım."
demiş. Eşi de "Boşayamam teyzemin kızı." demiş. Yani akraba
olmasa koyacak kapıya. Bu kalpsiz kalp doktoruna ne demeli? Kadıncağız "Nasıl sinirlerim bozuldu, nasıl üzüldüm." dedi.
Eğitim insanı adam etmiyor, sadece diploma sahibi yapıyor
maalesef. Kadına bir doktor olarak değil bir erkek olarak bakıyor. Sana ne hastanın evlilik hayatından, kalpsiz kalp doktoru!
Sen bari böyle bakma.''
"Düşüncelerine dikkat et, sözlerin olur.
Sözlerine dikkat et, davranışların olur.
Davranışlarına dikkat et, alışkanlıkların olur.
Alışkanlıklarına dikkat et, kaderin olur."
Erkeklerin ilk vazifesi kadınlarla nasıl konuşulması gerektiğini öğrenmek olmalı. Erkekler kadınlarla konuşurken onların hassasiyetlerini, kırılganlıklarını unutmadan, eleştirmek yerine övgülerle eşlerini teşvik ederler, değerli olduklarını hissettirirlerse her şey daha güzel olacak.
Kadınlar da bu küstüm oynamıyorum durumlarına girmemeye çalışsalar, biraz daha istikrarlı olsalar, alınganlık huylarından kurtulabilseler, her şeyi gurur meselesi yapmasalar, eşlerini değiştirmek yerine, kendilerini değiştirebilseler çok daha mutlu olacaklar gibi görünüyor.