Oraya, ufka, güneşe tırmanmak, oradan bütün olup bitenleri seyretmek istedim. Ayağımın altından yaprak hışırtıları geliyordu. Çürümüş dallar devriliyordu sağımda solumda. Ben bütün nefesimi tutup, oraya doğru yürüyordum. Yanımda haritam, önümde kılavuzum yoktu. Sadece etrafa çarpa çarpa el yordamıyla ulaştığım üç beş mihenk noktası, o kadar. ama yılmadım. Bütün gücümü kullanıp, oraya doğru yürüdüm. Her yanımda savrulma izleri vardı; yırtık kağıtlar, çarpı işaretleri konmuş afişler, dağılmış ciltler. Kararmış kerestelerin üzerinden geçtim. Altımdan gürül gürül nehirler akıyordu. Görüyordum, uzakta, ağaç dalları arasından güneş ışıkları sızıyordu. Hep yürüdüm, dirençle. Issız, kapalı kiliselerden geçtim; sönmüş mum kokuları, küflenmiş pencerelerinen taşıyordum.