"Benim şehrimde herkes Kürtçe konuşuyordu.Her şey Kürtçeydi.Anadilim Kürtçeydi,tarihimizi,geleneklerimizi sözlü öykülerden öğrendim.Çünkü Kürtçe yazı dili diye bir şey yoktu.Bu yüzden bütün kültürümüz sözlü anlatılar yoluyla iletiliyordu."
Geçtiğimiz yüzyıl zalim ve şiddet doluydu.Ben sürekli yeni yüzyılın eskisinin tekrarı olamayacağı üzerine yazıyorum.Unutmaya hakkımız yok,çünkü o zaman tüm bunlar yeniden yaşanabilir.
*
Peki o zaman siz kimsiniz? İsveçli mi, yoksa Kürt bir yazar mısınız?
Ben sürgün yazarıyım. Tüm edebi modaların dışında duruyorum. Bu yüzden, dünyaya ait olmak istiyorum. Bu dünyada Kürtlerin sesine yer açmak istiyorum. Bu yüzden de hem Kürt, hem de uluslararası bir yazarım.