Kulluk Bilinci

Beşir İslamoğlu
"Bilgisizlik, şirk ve cehaletin temel kaynağıdır.Bir de buna heva ve heves eklediniz mi tam bir koyu cehalet meydana gelir.Arkasından artık insan, 'summun,bukmun,umyun'(sağır,dilsiz,kör) olur ve her şeye yamuk bakar."
Mutlaka birilerine kulluk edeceksiniz. Bu, ya Alemlerin rabbi olan Allah olacaktır ya da ondan başka bir sürü sahte ilahlar...
Reklam
Kişi, hayat ve ölümle kuşatılmıştır.
Kim kimi en üstün görüyorsa o onun tapınağı ve onun dinidir.
Sayfa 13
Bazılarının biz Ali'yi çok seviyoruz veya isa'yı çok seviyoruz, hatta Muhammed (s.a.v) çok seviyoruz demeleri onları onlarla beraber kılmaz. Onlarla beraber olabilmek için onlar gibi yaşamak gerekir.
Kuralsız ve programsız işler hep fiyasko ile neticelenir.
Reklam
Dua, "ben tek başıma bana yetmem , benim Allah'a ihtiyacım var" demektir .
Sayfa 112Kitabı okudu
Bilgisizlik, şirk ve cehaletin temel kaynağıdır.
De ki "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir."(6-En'’âm 162) İşte müslümanın andı budur.
Sayfa 74
Birçok insan âdeta Allah'tan şikayetçi (hâşâ) "Niçin dualarımız kabul olunmuyor?" diye. Sormak lazım: Dualarınızın kabulü için gerekli ön şartları hazırladınız mı ? Hayır. O halde niçin halen dualarınızın kabulünü beklersiniz? Tarlaya hiç tohum atmıyorsunuz. Arkasından da "niçin buğday filizlenmedi?" diyorsunuz. Güzel de tohum atmadan nasıl buğday beklersiniz ?
Sayfa 42
Reklam
"Bazılarının biz Ali'yi çok seviyoruz veya isa'yı çok seviyoruz, hatta Muhammed (s.a.v) çok seviyoruz demeleri onları onlarla beraber kılmaz. Onlarla beraber olabilmek için onlar gibi yaşamak gerekir."
"Dinsiz" insan yoktur. Çünkü dinin salt anlamı, "yol"dur. Yani kişinin izlediği ve peşi sıra gittiği düşünce, fikir ve yasadır. Dinin bir tanımı da şeriat (yasa)'dır. Bir tanımı da, inanç sistemi veya inancın kaideler bütünüdür. Bundan dolayı da, hiç kimse inançsız, fikirsiz, kuralsız ve kaidesiz olmadığı için dinsiz de değildir.
Sayfa 14
"Bir insanın "Ben bütün emir ve yasakları(İslâm'ı) kabul ediyorum" demesi ve ardından bunları kabul etmemiş gibi davranması, yani aksini yapması bir çelişki değil midir? Elbette ki bir çelişkidir bu. İnsan hem bunlara güven duyacak, itimat edecek, doğrudur diyecek, hem de aksini yapacak... Doğrusu bu tavır akıllı ve iradesine sahip insanların işi değildir. İnandım diyen her akıllı insan, inanıp güvendiği hususları yerine getirmeye çalışır. İnancıyla işi arasında bir çelişki oluşturmaz..."
Bir insanın "Ben bütün emir ve yasakları (İslam'ı) kabul ediyorum" demesi ve ardından bunları kabul etmemiş gibi davranması, yani aksini yapması bir çelişki değil midir?