İçinde yaşadığım her hali güzel terennüm ettim. Her mananın yüzündeki örtüyü kaldırdım. Fakat sorma; dost ile bir an beraber, bir an ayrı olmaktan ne kadar ıstırap çekiyorum.
Herkese karşı bak nasıl ney çalıyor, terennümler ediyorum. Bir de yalnız kaldığım zaman nasıl yanıp eridiğimi gör. Ben fakrın inceliğini eskilerden öğrendim. Benim sultanlar karşısındaki istiğnamı gör.
Ona bir yâr kokusunun tatlı tatlı estiğini kim söyledi?
Ona ilkbahar ümidini kim verdi? Onun nefesindeki eski yanış ve şevk söndüğü zaman, onun kamış tarlasını kim ateşe verdi?