(Kültürel Kavramlara Giriş)

Kültür Eleştirisi

Arthur Asa Berger
Feminizm hareketinin bazı sebepleri;
*Kadınların metinlerdeki ve geniş anlamda günlük yaşamdaki rolleri, *Kadınların s*ks objesi olarak sömrülmesi *İşyerinde cinsiyet ilişkilerinde ve yaşamın diğer alanlarındaki erkek tahakkümü *kadınların kendi yaşamlarıyla ilgili bilinçleri…
Kitle toplumunun güzel bir eğretilemesi, bütün kum taneciklerinin aynı yerde fakat birbirinden ayrı olduğu bir sahildir.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Yönetici sınıfın düşünceleri, her çağda egemen düşünce olmuştur: yani toplumdaki maddi gücü baskın olan sınıf entellektüel gücü de elinde barındırır. Maddi üretim araçlarına sahip olan sınıf, düşünsel üretim araçlarını da kontrol eder.
Taklidin rol oynadığı durumları düşündüğümüz zaman giysi, üslup, yüz ifadeleri, konuşma, sahne performansı, sanatsal yaratıcılık, vb. şeyleri sayarız saymasına, ancak arzu nedense aklımıza gelmez. Sonuç olarak taklit, bizim için, toplumsal yaşam içerisinde bir dizi toplumsal modelin kitlesel yeniden üretimi yoluyla sürü halinde ve sürüye ayak uydurarak yaşamaya iten bir güçtür. Taklit aynı zamanda arzu da bir rol oynuyorsa, sahip olma ve elde etme dürtülerimizi sürece bulaştırıyorsa, bu geleneksel görüş, tamamen yanlış değilse de, asıl noktayı kaçırmaktadır. Taklit insanları yalnızca bir araya getirmez, çekip ayırır da. Paradoksal olarak bu iki şeyi aynı anda yapabilir. Aynı şeyi arzulayan insanlar öyle güçlü bağlanırlar ki, o arzuyu paylaştıkları sürece iyi arkadaş kalırlar; paylaşamadıkları anda ise düşman kardeşleri dönüşürler.
Bir çok feminist kuramcı, çoğu toplumun ataerkil olduğunu öne sürer, yani bu toplumlar erik iktidar ve özellikle failli güç, erkekçe dünya görüşü, bilimsel işleyiş, vb.. etrafında döner. Bu kuramcılar, medyada kadınların rolüyle ilgili içerik çözümlemesinin yeterince işe yaramadığını çünkü bunların kadınlara egemenlikleri ve sömürü mücadeleleri için bir araç olarak felsefi bir duruş kazandırmadığını savunur.
Reklam
Rene Girard’ın (1991) taklit isteği kuramı, ilginç bir bakış açısı sağlar. Çünkü bizler, başkalarının istediklerini isteriz, reklamlar bize çok beğendiğimiz insanları (güzeller, ölürler, kahramanlar, göz kamaştırıcı kadınlar, film yıldızları) gösterir ve onların belli ürünlere sahip olarak ya da belli hizmetlerden yararlanarak taklit etmemizi ister. Bu ürün ve hizmetleri, hayran olduklarımızın arzu nesneleri oldukları ve onların arzularını taklit ettiğimiz için satın alırız.
Metinler sonludur, fakat metinlerin yorumları geometriksel olarak gitgide artar.
Biz Amerikalılar, ne yaptığımızı bilmeden, öz itibarıyla postmodern bir toplum yarattık; şimdi Fransızlar (ve diğerleri) kuramsal terimler ile bize ne yaptığımızı açıklıyor, Amerikalı kültürel çözümleyiciler de bize Fransız kuramcılarını tanıtıyor, postmodern sanat eserlerinin ve kültürel özelliklerin listesini veriyor.
Kısacası Eliade, çoğu insanın, hatta dinle ilgisi olmadığını söyleyenlerin bile, hala sahte dinsel ve değiştirilmiş mitolojilere inandığını söyler. Bunun normal olduğunu söyler, çünkü “dünyevi insan homo religiosus’un soyundan gelir ve kendi tarihini, yani bugünkü halini meydana getiren dinsel atalarının davranışlarını silip atamaz“
Sayfa 179Kitabı okudu
Reklam
Her yeni doğan hayvanın kendi içgüdülerini bireysel bir edinim olarak yarattığını ve insanların da her yeni doğumla kendine özgü insani huylarını icat ettiğini iddia etmiyoruz. İçgüdüler gibi insan zihninin kolektif düşünce kalıpları da doğuştandır ve miras olarak alınır. Bunlar gerek olduğunda her birimiz de aşağı yukarı aynı biçimde işler.
Sayfa 153Kitabı okudu
Medeniyetin ilkel güdüleri doyurmadaki fedakarlıklarla, var olma mücadelesinin baskısı altında kurulduğuna ve bunun büyük oranda hep yeniden yaratıldığına inanıyoruz, çünkü topluluğa başarılı biçimde katılan her birey, ortak fayda için içgüdüsel hazlarından fedakârlığı tekrarlar. Böyle değerlendirilen güçlerden en önemlileri cinsel içgüdülerdir; bunlar bu şekilde yüceltilir, yani enerjileri cinsel amacından saptırılr ve artık cinsel olmayan ve toplumsal olarak daha değerli başka amaçlara yönlendirilir. Fakat bu şekilde kurulan yapı güven vermez, çünkü cinsel güdüler dizginlenecek gibi değildir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Saf işlevsel bir bakış açısından, ister doğru ister yanlış olsun, yorumlarımızın kökeni kaçınılmaz bir rol oynar. Şöyle ki bu, bir grup için olayları toplumsallaştırır. Bir gruba ne sadece içine doğruğumuz için, ne yalnızca ona ait olduğumuzu iddia ettiğimiz için, ne de, son olarak, ona sadakat ve bağlılık gösterdiğimiz için ait oluruz; öncelikle dünyayı ve dünyadaki belli şeyleri onun tarzıyla gördüğümüz için ait oluruz. Her kavramda, her somut yorumda belli bir grubun deneyimlerinin bir yoğunlaşması vardır.
Marx
Her insan bir diğerinde, onu yeni bir kurban olmaya zorlamak, yeni bir bağlılık içine sokmak ve yeni bir çeşit mutluluğa ve böylece ekonomik yıkıntıya ayartmak için yeni bir ihtiyaç yaratmak üstüne düşünür. Herkes başkaları üstünde kendi bencil ihtiyaçlarının tatmini için yabancı bir güç tesis etmeye çalışır.
Kapitalist toplumlar sanat ve kültür endüstrilerini kendilerini idame ettirmek ve devrim ya da toplumsal değişimi önlemek için kullanır.