Nesnel yapıları içselleştirme süreci, sadece zihinsel değil aynı zamanda bedensel bir süreçtir. Bir sınıf için ortak olan başarı ve başarısızlık olasılıkları, bilişsel yatkınlıkların yanı sıra bedensel biçim alımda da “cisimleştirilir". Söylemsel ifadeler kadar, fiziksel hal ve tavırlarda, tarzda (duruş ve yürüme şekli gibi) kendini gösterir. Bourdieu, habitus kavramı için Aristoteles’in hexis fikrinden esinlenir; hexis, “cisimleşmiş ve adeta duruş haline gelmiş yatkınlık”ken, daha sonra “skolastizmle birlikle habitusa dönüştürülmüştür”.
Bourdieu üç farklı alan stratejisi tipinden söz eder: muhafaza, izleme, bozgun. Muhafaza stratejileri genellikle hâkim konumdakilerce, alanın kıdemlilerince benimsenir. İzleme stratejileri, bir alandaki hâkim konumlara ulaşma çabalarıdır ve genellikle alana yeni katılanlarca benimsenir. Son olarak bozgun stratejileri hâkim gruplardan pek beklentisi olmayanlarca benimsenir. Bu stratejiler, alanın standartlarını tanımlama meşruiyetlerine meydan okudukları hâkim gruptan az çok kopuş biçimini alır.
Dini sermaye bir iktidar kaynağıdır; çünkü, tanımı itibariyle, uzmanlarca denetlenen değerli kaynaklara ihtiyaç duyan ama bunlara sahip olmayan bir “sıradan halk” kitlesi oluşturarak bir tür “nesnel yoksunluk” biçimine işaret eder.