Dönemindeki yaygın görüşün aksine, inancın etkisini daha açık görebilen, bugünkü deyimiyle kurgusal halk kavramının farkında olan Max Weber şunları yazıyor:”tüm etnik farklılıkların ardında seçilmiş halk olma düşüncesi yatıyor”. Weber, böylece İsraillilerin etnik farklılıklardan, ideal tip, model olarak kullanılabilecek bir ilke yarattığı görüşünün altını çizer. Kendini böyle gören ve diğer halklarla arasına mesafe koyan her halk, bir şekilde seçilmiş olduğuna inanır.
“Toplumlar öz imgelerini (kendilerini algılayış ve tanımlayışları ç.n.) hayali olarak oluştururlar ve yarattıkları hatırlama kültürü ile bu imgeyi kuşaktan kuşağa iletirler.”
Mısır'da ve diğer eski etik anlayışların temelindeki en büyük günah "açgözlülük", başkalarının sırtından çıkar sağlamaktır. Açgözlü kişi bir anlamda toplumun "kanser hücresidir."
Başsız toplumlarda tarihe ilişkin bilgi nadir olarak birkaç kuşağı aşar, hemen ardından tüm olayların aynı zaman döneminde yaşanmış kabul edildiği belirsiz efsanevi geçmişte izler kaybolur.