ALINTI:
"Elbette sürekli kaygıyla yaşıyorum; en düşük bahsi oynuyor, bir şeyler bekliyor, hesaplar yapıyor; günlerce rulet masasının yanında durup gözlemliyorum, rüyamda bile oyunu görüyorum; bu arada kendimi kanıtlamış, çamura bulanmış gibi hissediyorum."
KİTAP HİKAYESİ:
Hikaye aslında gerçekle fazlasıyla ilintili. Zorlu bir zamandan geçtikten sonra (araştırmalısınız bence burada yazmayayım) Paris yolu tutan Dostoyevski'nin kumar bağımlılığı, aslında Avrupa'ya her gidişinde daha da depreşiyordu. Zaten genel olarak kumar bağımlılarına bakarsak sonunda kaybettiklerini görüyoruz ve Dostoyevski de onlardan biri.
HAKKINDA DÜŞÜNDÜKLERİM:
Aslında Dostoyevski'nin eserlerini sırasıyla okuyorum fakat elimde bu kitabın olması sırayı bozmama neden oldu. İyi ki de olmuş diyebilirim çünkü gerçekten çok güzel bir eser. Ben kitap okumanın, insanlara küçük bedeller ödeyerek (sadece fiyat ve zaman) büyük tecrübeler kazandırdığını düşünüyorum. Kumar oynamayı tabii ki düşünmüyorum ama kumarbazlara bakınca neden kumar oynadıklarını ve bunun sonucunda ne yaşadıklarını hep merak etmişimdir. Bu kitap da onları anlamamı sağladı kesinlikle.