Ne zaman öleceğini bilmek... Ölümcül bir hastalığa yakalananların ya da idam mahkumlarının bildiği bir lanet. Peki ya sizinle birlikte eşinizin, çocuğunuzun, en sevdiklerinizin ne zaman öleceğini bilmek? Dahası, bütün bir kentin, ülkenin ve hatta insanlığın...
1957 yılında ABD ve SSCB'nin nükleer silahlanma konusunda çılgınca yarışa girdiği
Okuduğum ve beni en çok etkileyen bilim kurgu klasiklerden biri. Zaten kıyamet sonrası türüne özel bir ilgim vardır ve Kumsalda kitabı bu türde en iyilerinden biri bence. İnsanların o çaresizliğini ve hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etme çabalarını yazar çok güzel aktarmış. Tek eleştirim şu: Karakterler neden sığınaklarda barınmadı? Yazar bunun için izin bize tatmin edici bir sebep sunmadı maalesef.
Üçüncü Dünya Savaşını bilmiyoruz ama dördüncüsü taşlar ve sopalarla yapılacak. Bunu bilme nedenimiz ise Einstein. Zaten biz ne olacağını akıl edecek halde olsak ilk ikisi de olmazdı.
Üçüncü Dünya Savaşı ardından nükleer bir bulut her şeyi yok etmeye başlıyor. Dünyanın bir ucuna sığınmış hayatta kalanların içinde hala umut var.
Olmalı mı?
Kumsalda oturup bekleyelim. Belki dördüncüyü de görürüz.