1960'lı yılların başında, dünya ülkeleri arasında çıkan savaşta kullanılan radyoaktif içerikli bombalar nedeniyle Kuzey Yarımküre'de hiçbir canlı hayatta kalmamıştır. Amerikalı yarbay Dwight, komutasındaki denizaltı ile Avusturalya'ya ulaşmış, Güney Yarımküre'ye günden güne yaklaşan tehlike hakkında keşif görevlerine çıkmaktadır. Savaşa fiilen katılmamış olan Avusturalya halkı ise kaçınılmaz son olan radyasyonun ülkelerine ulaşıp hayatlarına son vereceği günü beklemektedir.
İki savaş geçirmiş olması, yazarın 1950'li yıllarda böyle bir roman yazmasına ilham olmuş sanırım. Yaşadığımız pandemi öncesi okusam belki daha farklı hislerle okurdum ve daha çok etkilenirdim diye düşünüyorum. Yine de yazıldığı döneme göre oldukça başarılı bir 'bilimkurgu' kitabı olmuş diyebilirim. Kitabı bitirince kesinlikle ne zaman öleceğimi bilmek istemediğime karar verdim. Ah bir de kitapta şu olaylara sebep olan ülkelerden birinin Çin olduğunu okumak nedense hiç şaşırtmadı beni . Kitap 1959 yılında beyaz perdeye uyarlanmış. Müthiş oyuncu kadrosuna sahip bir filmi var. Hem kitabı okurken, hem de filmi izlerken dönem koşullarını göz önünde bulubdurmanızı tavsiye ederim.