بِسْــــــــــمِ ﷲِالرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
İman edip sâlih amel işleyenler için eksilmeyen, devamlı bir ecir vardır.
Artık bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir?
Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir?
Tin Suresi 6-8.ayet
وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌؕ وَاِنَّ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُۘ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
Bu dünya hayatı oyundan ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ebedî ahiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bilselerdi.
TEVSİR:
Kişi dünya hayatının geçici ve oyuncak olduğunu, gerçek ve kalıcı hayatın ölümle başladığını bildiği halde yatırımını sadece dünyaya yapıyor ve ölümden korkuyorsa tümden cahildir. Yapılması gereken dünya-ahiret dengesini sağlayarak ölümden sonraki hayata hazırlanmaktır. Korkulması gerekense ölüm değil, yapılan kötülüklerin hesabının öldükten sonra verilecek olmasıdır. O halde hesabını veremeyeceğimiz işlere kalkışmayalım ve altından kalkamayacağımız kötülüklere bulaşmayalım. Unutmayalım ki; ölümden sonraki hayatımız, dünyada yaptıklarımızla şekillenecektir.
ANKEBUT:64
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Senin için bağrını açmadık mı?
2- İndirmedik mi senden o yükünü?
3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
4- Senin şanını yüceltmedik mi?
5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
8- Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O'na doğrul!
وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ اَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَٓا اَبْصَارُكُمْ وَلَا جُلُودُكُمْ وَلٰكِنْ ظَنَنْتُمْ اَنَّ اللّٰهَ لَا يَعْلَمُ كَث۪يرًا مِمَّا تَعْمَلُونَ
Oysa siz, vaktiyle günahlara dalarken kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin bir gün aleyhinizde şâhitlik yapacağından çekinmiyordunuz. Üstelik yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.
TEFSİR:
Kulak, göz, deri, el, ayak ve diğer azalarımızın aleyhimizde şâhitlik yapmamaları için bu dünya hayatında dikkatli olmamız icap eder. Bu dikkati gösterebilmek için de Allah’a olan imanımızın tam ve kâmil olması zaruridir. Allah Teâlâ’nın her şeyi gördüğünü, her şeyi bildiğini ve her şeyden hakkiyle haberdar olduğunu bilen insan, ancak O’nun râzı olduğu işlerle meşgul olur ve râzı olmadığı şeylerden de uzak durur. Bu ancak ihsan seviyesinde bir kullukla erişilebilecek bir başarıdır. Eğer insanda bu iman ve ihsan duygusu kökleşmez, yaptıklarından Allah’ın habersiz olduğunu zannederse, bu zan onu netice itibariyle mahvedecek ve ebedî hüsrana uğramasına sebep olacaktır