"Ey Rabbim! Bana ve anne babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi bir iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kullarının arasına koy."
[Neml suresi, 19. ayeti]
Allah’ın Rasulü ve müminler, Rabbin'den indirilene iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "O’nun Rasullerinin arasında ayırım yapmayız" ve "İşittik, itaat ettik, bağışlamanı dileriz Rabbimiz, dönüş Sana'dır" dediler.
Allah kimseye, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü tutmaz; herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de zararınadır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi sorumlu tutma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; kafirler toplumuna karşı bize yardım et!
[Bakara suresi 285- 286]
“Rabbimiz! Şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan, elbette onu rezil ve rüsva edersin. Zalimler için yardımcılar da yoktur.”
“Rabbimiz! Doğrusu biz, imana çağıran, Rabbinize iman edin diyen bir çağırıcı duyduk, iman ettik. Rabbimiz! Artık günahkârımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı iyilerle beraber al.”
“Rabbimiz! Peygamberlerine bizim için va’dettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil ve rüsva etme. Şüphesiz ki sen vaadinden dönmezsin."
[Al-i İmran suresi 192. 193. 194. Ayetleri]