Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...
İnsanı muhatap alarak vahyini inzâl eden Allah’a hamd, aldığı vahyi canı pahasına ve olağanüstü bir gayretle bize ulaştıran Efendimiz’e salât, Kur’an’la hayat bulup onunla inşa olmak isteyen müminlere selam olsun.
Kur’ani Hayat yolculuğumuzun Kurban ve Hac ile buluşan 60.sayısında, yine Kur’an’a ve hayata dair birbirinden güzel yazar ve yazılarla muhatabız. Bu kutlu yürüyüşümüzün 60. adımında ‘Dünyevileşmeye Karşı İlahi Uyarı;Kurban ve Hac’ konusuyla karşınızdayız. Zira Hac, tıpkı namaz gibi, belli zaman ve mekanlarda yapılan rükünleriyle zaman ve mekân şuuru kazandıran, oruç gibi bedenî, zekât gibi mâlî, Cuma ve cihad gibi sosyal ve siyasî bir ibadettir.
Bu sayımızda; başyazımızda Mustafa İslâmoğlu Hocamız, Kurban: bir varlık hiyerarşisi talimi seslenişiyle insanın bilinç, irade ve şahsiyet seviyesinin, sahip olduğu sorumluluk bilinciyle ölçüleceğinin altını çiziyor. Prof. Dr. İbrahim Sarmış, ‘Bu sistemde Deist olmamak ne kadar mümkün olur?’ diye sorarken; Hüseyin Kerim Ece, sembol (şeâir) olarak Hac ve Kurban kavramları üzerinde bir lügat taraması yapıyor. Muharrem Erhan Koyuncu makalesinde, bayramda ‘Chopin’ diyerek bayramlarını Allah’ı anmak yerine tatil fırsatları kovalayarak geçiren modern yaşam tarzını ele alıyor. Cevdet Işık ise sekülerizmin panzerihi olan kurban ibadetinin boyutlarını inceliyor.
