Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kurgu İle Gerçeklik Arasında Hukuk Meslekleri

Doç.Dr.Emir Kaya

Kurgu İle Gerçeklik Arasında Hukuk Meslekleri Sözleri ve Alıntıları

Kurgu İle Gerçeklik Arasında Hukuk Meslekleri sözleri ve alıntılarını, Kurgu İle Gerçeklik Arasında Hukuk Meslekleri kitap alıntılarını, Kurgu İle Gerçeklik Arasında Hukuk Meslekleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
teslim alana, teslim aldığına dair tutanak imzalattırabiliyor muyuz acaba
(...) Bütün bunların yanında kullanıldığı öne sürülen ilginç başka bir yöntem ise eksik evrak teslim edilmesini gerekçe göstererek bazı adayların değerlendirmeye alınmamasıdır. Üniversitenin teslim edilmesi gereken evraklarda alışılmışın dışında bir şart arayarak bunu fark etmeyen adayları doğrudan elediğinden bahsedilmektedir. Başka iddialar, başvurucunun teslim ettiği evrakın "kaybedilerek" eksik evrak teslim edildiği gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılabildiği yönündedir.
tek sorun asansör, otopark olsun; razıyım. :')
Bazı adliyelerde avukatlar için ayrı bir asansör bulunmazken hakim-savcılar özel asansörleri birlikte kullanmaktadırlar. Twitter'da paylaşılan şu fotoğraf avukatların hakim-savcı çiftinin uzağında görüldüklerinin delilidir:
Reklam
Fransa'da hukuk eğitimi ikişer yıllık iki bölüme ayrılmıştır. İlk bölümde tüm hukuk öğrencilerine genel hukuk eğitimi verilmektedir. Genel eğitimin alınmasından sonra ikinci aşamada ise öğrenciler ilgi alanlarına göre kamu hukukuna veya özel hukuka yönelmektedirler.
Yalan... :)
"Türkiye'de Hukuk Zihniyeti" başlıklı anketimize katılan 1723 hukuk öğrencisi "Adaletsiz olmaktansa işsiz olmayı tercih ederim" cümlesine %77 oranında iştirak ederek kariyerlerine nasıl yüksek bir idealizmle başladıklarını ortaya koymuşlardır.
bkz: yabancı filmlerde mahkeme sahnesi görüp hukuk okumaya heveslenmek
(...) Öyle ki hukuk fakültesini tercih eden hatta hukuk fakültesinde okuyan öğrenciler Türk yargı sisteminde jüri sistemi olduğunu bile düşünebilmektedir. Öğrencilerin olgun bir bilinç ile tercih yaptıklarını söylemek zordur.
Peki nasıl bir eğitim sistemi öngörülebilir? Fikrimizce Amerikan modeli daha başarılı bir hukuk eğitimi sağlamaktadır. Bu modele göre, hukuk fakültesine girmenin şartı herhangi bir alanda lisans diplomasına sahip olmaktır. Hukukun kendi alanına hapsedilmiş bir uğraş olmadığı, aksine pek çok bilimle iç içe olduğu göz önüne alınırsa, bu yaklaşım oldukça makul ve işlevseldir. Teknik hukuk bilgisi genelde toplumu ve özelde ise bireyleri anlamak ve ilgili uyuşmazlıkları çözmek için yeterli olmayacaktır. Bu nedenle toplumu, dünyayı ve bireyleri anlayan uygulayıcıların hukuka yaklaşımı, sadece teknik hukuk eğitimi görmüş uygulayıcıların hukuka yaklaşımından oldukça farklı olacaktır. Aynı yaklaşım lisansın fen bilimlerinde yapılmasının önemi üzerine de sergilenebilir. Günümüzde teknolojinin günlük yaşamımızı kuşatması ve sermayenin iyice küreselleşmesi nedeniyle gerek hukuk alanında gerekse devlet yönetiminde teknik alanda uzmanlaşmış kişilere ihtiyaç duyulmaktadır. Ekonomi, mühendislik, iktisat gibi alanlarda lisans tamamlayan hukuk uygulayıcılarının karşılaştıkları bir problemi sadece hukuk lisansı olan uygulayıcılardan çok daha farklı yaklaşımlarla ele alacağı kesindir.
Reklam
Aslında referans sistemi şeffaf, ahlaki ve hukuki işletilirse yararlıdır. Adayları doğrudan tanıyan yetkili ve ilgili kişilerce yazılan, başvuru dosyalarına eklenen, idari işlemlere dayanak özelliği taşıyabilecek, profesyonel veya kişisel referans mektuplarını uygun, hatta gerekli gördüğümü belirtmeliyim. Mevcut torpil uygulamasının adayın zihnine vurduğu mühür ise şöyledir: "Ne kadar yetkin olursan ol, biz seni sosyal açıdan kabul etmedikçe bir insan ve hukukçu olarak yetersizsin”. Alt mesaj ise şöyledir: "Mesleki kusurlarını sosyal çevrenle telafi edebilirsin. Sosyal pozisyonun sayesinde mesleki kabiliyetsizliğin görmezden gelinir”.
Ve aynı anda 100 müvekkilim olabilecek mi diye düşünen ben... :D
Aldığı işler bir türlü neticelenmeyen avukat, mesleğini sürdürdüğü her yıl artan iş yükünü sırtlanmak zorunda kalmaktadır. Örneğin 100 farklı müvekkile ait 100 farklı dosyayı takip eden bir avukatın 100 kişiyi sürekli olarak bilgilendirmesi gerekmektedir. Bu durum önemli ölçüde zihni bir yorgunluğu da beraberinde getirmektedir.
Çokları haklı olarak yargıda derece yükseldikçe profesyonelliğin ve kalitenin artmasını umar. Oysa artan asıl şey; maddi olanaklar, harcamalar, toplantılar, resepsiyonlar yani kısacası görselliktir. Adalet nezaheti artmamaktadır. Tam tersine yargıda talep gören yüksek mevkilerde bireysel kaygı derinleşebilmekte, kurumsal teamüller nedeniyle hür
Payeleri ve fırsatları elinde tutan devlet, hukuku topluma yayarken kendisiyle uyumlu hukukçulara da nimetler ihsan eder
Reklam
Hukuk akademisyenleri gerek öğretim gerekse araştırma faaliyetlerinde neredeyse her zaman otorite otorite referanslıdır.