(...) uygun bir alet takımı olmadan bir makineyi açamayacağınız gibi uygun, açıklayıcı bir kelime dağarcığı olmadan da edebî bir metni analiz edemezsiniz.
“Bilinç akışı”, romancı Henry James’in psikolog erkek kardeşi William James tarafından insan zihnindeki düşünce ve duygunun sürekli akışını tanımlamak için icat ettiği bir ifadeydi.
“Doğru” olmadığını bildiğimiz öyküler anlatan romanları okuyarak ne tür bir bilgi çıkarmayı umarız? Bu sorunun geleneksel cevabı şöyledir: İnsan yüreğinin veya zihninin bilgisi.
Romanın dili bir dil değil de üslup ve seslerin bir karışımıdır. Onu, hiçbir ideolojik veya ahlaki durumun müdahale ve aykırılıktan muaf olmadığı , adamakıllı demokratik ve antitotaliter bir edebî form kılan şey de budur.