Ah nasıl başlamalıyım bilmiyorum... Bu kitabı ilk kez 27 Eylül 2020’de elime aldım. O zaman sınavlar vs. bir türlü ilerleyemedim. Başları da sıkıcı gelmişti. Daha sonra bu sene büyük bir kararlılıkla kendimi cesaretlendirdim ve başladım yeniden... Yine başta biraz sıktı beni. Fakat bunun sebebi kitabın ne tür hayatlara değinebileceğini tahmin edemeyişim veyahut da ihtimal vermeyişimdendi. Önyargı... Bu kitaba Raif Efendi’nin geçmişten şimdiye olan yaşantısının üzerinde durulacağını bilerek başlarsanız daha sağlıklı bir şekilde okursunuz diye düşünüyorum. Kitabın hislerime, duygulanımlarıma olan etkisine gelirsek... Raif Efendi’nin birçok tarafında kendimi buldum. Ona kendimi yakın hissettim. Yaşadıkları, yaşamaya devam ettikleri beni çok üzdü. Kitap bittiğinde onunla karşılıklı olarak sadece oturmak, belki de ağlamak, dertlerini paylaşmak, onu rahatlatmaya, teselli etmeye çalışmak istedim. Bir insanın sessiz sedasız bu dünyadan geçmesi... Bütün her şeyi içinde hapsetmesi, çok zor. Ayrıca Maria, onunla da tanışmış olmayı isterdim. Onun için de çok üzgünüm... Nedense kelimelerim tükeniyor, cümleler boğazımda ,ya da klavyede, düğümleniyor... En iyisi mi kitapla başbaşa bırakmalı sizi. Mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum. Geç başladım ama belki de tam zamanında başladım. Teşekkür ederim Sabahattin Ali!