Kitapla ilgili incelememe başlamadan önce dikkatimi çeken küçük bir anektodu eklemek istiyorum. Kitap tüm aylar en çok satanlar listesinde yer almış yegane bir kitapken, aynı zamanda kahve sunumlarını süsleyen en önemli kareografilerden biri de.. Öyle ki züccaciyeler, bir fincan takımı alana kitabı hediye etse yeridir..
Elbette ki kitabın paylaşılması konusunda hiçbir olumsuz fikrim ve düşüncem yok. Bu yalnızca işin esprisi. Kitap hakkında bilgi verip okuma zevkinizi azaltmak istemiyorum. Kitap çok uzun zaman önce okumuş olduğum bir kitap, fakat incelemesi bugüne kısmetmiş. Çok konuşulacak bir tarafı da yok aslında. Sabahattin Ali'nin en dikkat çeken romanlarından bir tanesi olma özelliğini de hakediyor sonuna kadar zaten. Gerek kurgu ve işleyiş gerekse konu ve bütünlük açısından muazzam bir kitap.
Kitapla ilgili küçük bir not düşmek istiyorum. İlk 60. sayfaya kadar "ben ne okuyorum acaba ya" hissiyatına kapılabilirsiniz. Hatta bir çok okurun da kitabı yarıda bırakma nedenlerinden bir tanesinin bu olduğunu düşünüyorum. Spoiler vermeme adına nelere şahit olacağınızı söylemek istemiyorum fakat kitabı sonuna kadar mutlaka okuyun. Pişman olmayacağınızı bir tek benim düşüncemle değil, kitabın okunma yüzdesiyle bile anlayabilirsiniz. Ve son olarak, kitaba yakın bir senaryosu olan " Sevmek Zamanı" adlı filmi de kitaptan hemen sonra izlemenizi tavsiye ediyorum. İyi okumalar, iyi seyirler..