Kitap şimdi bitti ve aklıma ilk gelen ,Nazım' dan " en fazla bir yıl sürer yirminci yüzyılda ayrılık acısı' sözü oldu.Kahramanımızın yapısından mı yoksa o dönemin insanlarının genel hassasiyetinden mi bilemem ama kesin olan şu; günümüzde bizler, bizler ki 20 li yaşlarındaki yeni kuşak değil, 40 lı yaşlarında bizler bile özellikle kadın-erkek ilişkilerinden ne kadar kalıcı izlerle ayrılıyoruz? Tamam her sonu kötü biten ilişki de tüm insanlığa küselim demiyorum ama çabuk mu iyileşiyoruz yoksa başka tenler başka sesler günümüzün tüketim hızıyla paralel bizi yerle yeksan etmeden avutuyor mu? Sabahattin Ali naifliği "herkesin elinde de bu kitap ya "önyargısını unutturup, "umarız bu herkesin bir çoğu okudukları bu şaheserin edebi değer hakkını vermiştir" düşüncesine itiyor.Okuyun ve bu çağdan uzaklaşın biraz derim.