Kitap, temelde Kürt ulusal hareketinin başlangıç döneminden 20. Yüzyıl başına kadar olan zamandaki sosyopolitik olayların incelemelerinin sentezi gibi. Her şeyden önce kendini okutabilen bir akıcılığı var. İçerdiği konuların hala dipdiri karşımızda olması da ayrıca ilgi çekicidir. Verilen her bilgiden sonra dipnotlarda kaynak belirtilmesi, işin farkı boyutlarca değerlendirilmesini de sağlayabilirmiş gibi geldi bana. Kürt aydınlanmasında büyük role sahip birçok kürt aydınının, eğitime ve kültürel faaliyetlere verdikleri öneme, bu konuda yürütülen büyük çaplı çalışmalara da ayrıca yer verilmiş.
Devletin, bugün dahi uyguladığı totaliter rejimin, var olma mücadelesi veren Kürt halkı üzerinde yarattığı derin tahribatı görmek için bizim çok da matah araştırmalara ihtiyacımız yok. Bazı yerleri okurken, aslında hiçbirine çok da uzak olmadığımızı öyle net hissettim ki. Bu kadar zaman değişen şeylerin bunca az olması direkt şunu sorduruyor insana ‘kolektif kötülüğümüzün bu kadar sıradanlaşmasını nasıl bu kadar rahat sindirebiliyoruz?’
Sadece belli bir zamanı kapsadığından dolayı yeterli bir kaynak değildir bence, ama yine de kafamda bazı şeylerin daha iyi oturmasını sağladı. İnsanların bu kadar yaşama bağlı olması bende çoğu zaman boşunalık duygusu yaratırken, okuyunca hayran olunulabilir mi acaba diye düşündüm. Bazı yerlerde çok üzülünülmesi dışında iyi okunurmuş.