Ya Tam Kardeşlik Ya Hep Birlikte Kölelik

Kürt Sorunu

Altan Tan

Featured Kürt Sorunu Posts

You can find Featured Kürt Sorunu books, featured Kürt Sorunu quotes and quotes, featured Kürt Sorunu authors, featured Kürt Sorunu reviews and reviews on 1000Kitap.
Türkiye' deki yaygın kanaat Kürtlerin 'karakaşlı, kara gözlü' ve esmer oldukları noktasındadır. Ancak özellikle Bohtan (Şırnak-Cizre), Tor (Midyat-Nusaybin-Hasankeyf), Hakkari ve Zaho bölgelerinde Kürtlerin büyük bir kısmı sarışın, mavi ve yeşil gözlüdür. Kürt tarihçileri bu durumu Kürtlerin Balhk sahillerinden göç eden Ari Medlerin torunları olmalarına bağlamakta ve sarışın-renkli gözlülüğün bundan kaynaklandığını öne sürmektedirler.
Kürtler, Müslümanlığı Türklerden 200 yıl önce kabul ettiler. Türkiye'nin en eski camii, 639 yılında tarihi Mar-Toma Kilisesi'nden çevrilen Diyarbakır Ulu Cami'dir. Bugün çok az sayıda Yezidi'nin dışında, Kürtlerin yaklaşık %98-% 99'u Müslümandır.
Reklam
Tarihçiler, İranlılarla Bizanslılar arasındaki savaşlarda en karlı çıkanın Araplar olduğunu söylemektedirler. Bir kısmı Hıristiyan, bir bölümü ise putperest olan Yukarı Mezopotamya Arapları duruma göre bazen İranlıları, bazen de Bizanslıları desteklemekte, sürekli olarak güçlüden yana bir tavır sergilemekteydiler.
Kürtler, Hazreti Ömer zamanında, 636 tarihinden itibaren Müslüman olmaya başladılar. Türkler, Kürtlerden yaklaşık iki yüzyıl sonra İslamiyeti kabul ettiler. Türkler ilk olarak Abbasi Halifelerinin ordularında 9.yüzyıldan itibaren görev almaya, sonraları ise daha kalabalık kitleler halinde Kerkük-Bağdat hattı­na yerleşmeye başladılar. İlk Kürt-Türk ilişkileri de bu dönemde başladı.
"Kürtlerin ana dilleri Hint-Avrupa dil ailesinin İran kolunun kuzeybatı alt grubuna mensuptur. Kürtçeye en yakın dil Farsçadır. Kürtçe ile Farsça arasındaki yakın ilişki Almanca ile Danimarkaca arasındaki ilişki gibidir."
Folklorumuz, yani halk edebiyatı, dünya ölçüsünde ön sıralarda yer alır. Yakın Doğu'da hiçbir ulusun folkloru Kürt folklorunun düzeyine erişemez.
Reklam
Haçlı Savaşları 1096-1272 yılları arasında yaklaşık iki yüzyıl devam etti. Kılıç Arslan'ın önderliğindeki Anadolu Selçukluları ve Kürtler, Haçlılara karşı birlikte mücadele etti. Bütün bu savaş­lar süresince Kürtler, hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı. Kendisi de bir Kürt olan Selahaddin-i Eyyubi yaşadığı dönemde tüm varlı­ğıyla bu mücadelenin içinde oldu. Ordusu Kürtlerden, Türklerden ve Araplardan oluşmaktaydı. Kudus'ün Haçlılardan alınması da ona nasip oldu.
Kürtler tarihte büyük devletler kurmuş olan Türkler, Farslar ve Arapların ortasında yaşamışlardır. Bu halklar gibi uzun süreli devletleri olmamasına rağmen dillerini, kültür ve geleneklerini adeta mucizevi bir şekilde muhafaza etmeyi başarmışlardır. Özellikle Kürt halk müziği ve folkloru muhteşemdir. Orijinalliğini, kendine has makam ve usullerini günümüze kadar korumuş­tur. Sözlü edebiyat, müzik ve folklor oldukça gelişkindir. Dil ve kültürün gelişimi merkezi birlik ve devlet olgusu ile doğrudan ilintilidir.
Şehirleşen Kürt aileler üç kuşak sonra, aile içinde dahi yerleştikleri şehrin dilini, Türkçe veya Arapçayı konuşmaya başlamaktadır. Bu durumun istisnaları çok azdır.
Kürt yoktur demek ne kadar mantıksız bir şey
...1924'le birlikte Cumhuriyet, Kürtleri mev­cut, ancak kolektif kültürel hakları tanınamaz bir kavim olarak algılıyordu. Kürtler hukuki ve siyasi özneler olarak artık Kürt de­ğildiler. Ülkenin öteki yurttaşları gibi hukuken Türk olmuşlardı.[4] Cumhuriyetin etnik meseleye bu yaklaşımı sonraki yıllarda daha da katlanarak devam etti. İlk yıllardaki Ermeni, Rum, Ya­hudi, Kürt, Arap, Çerkez, Pomak, Laz, Gürcü, Arnavut, geçmişi ne olursa olsun herkesi 'Türk' kabul eden anlayış, yıllar ilerleyip Kürt etnik talepleri filizlendikçe 'Kürt yoktur' şekline dönüştü. Nitekim 1960 ihtilali sonrası yayınlanan ve Kürtlerin asıllarının Türk olduğunu savunan bir kitabın önsözünü yazan Cumhur­başkanı Cemal Gürsel şöyle demektedir: "Bu eser Doğu Anadolu'da oturan, Türkçeye benzemeyen bir dil konuştukları için kendilerini Türk'ten ayrı sayan; bilgisiz­liğimiz yüzünden bizim de öyle saydığımız vatandaşlarımızın su katılmamış Türk olduklarını bir defa daha ispat etmek­tedir. Hem de inkarına imkan bırakmayan ilmi deliller ile ... Dünya üzerinde 'Kürt' diye adlandırılabilecek müstakil hüvi­yetli bir ırk yoktur."[5]
Reklam
Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı'ndan sonra ordusuyla İstanbul' a dönerken Amasya' da konakladı. Savaşta kendisini destekleyen Kürt beyleri ile 1515 yılında Amasya' da buluşarak tarihi Kürt-Osmanlı Özerklik Antlaşması'nı karara bağladı. İdris-i Bitlisi'yi tam yetkili kıldı; mühürleyip imzaladığı boş fermanları İdris-i Bitlisi'ye vererek istediği şekilde bu boş fermanları doldurabileceğini söyledi. 1520 yılında Yavuz Sultan Selim'in ölümünden sonra yerine geçen oğlu Kanuni Sultan Süleyman da bir ferman yayınlayarak aynı siyaseti devam ettirdi.
Bir diğer yaklaşım da Kürt sorunu ile terör sorununu aynı görmektir. Kürt sorunu = PKK; PKK = Terör, anlayışı çok yaygın bir kanaattir. Bu yaygın anlayışa göre 'Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyen dış güçlerin maşası bölücü örgüt PKK var olduğu için Kürt sorunu vardır. PKK olmasa aslında böyle bir sorun da olmayacaktır.' PKK'nin ortaya çıktığı son otuz yıllık dönemde resmi söylem bu şekildedir. Meseleyi bu şekilde ortaya koyanlar çözüm noktasında da askeri yöntemlerden başka bir yol bilmemektedir. Bu çevrelere göre sorun kısaca dış kaynaklı bir bölücü terör sorunu ve vatan bölme hareketidir. Dolayısıyla bastırılmalı ve imha edilmelidir. Halbuki bizzat eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel sorunun PKK ile ortaya çıkmadığını ve PKK'nin ilk değil, 29. Kürt isyanı olduğunu söylemiştir. PKK olduğu için Kürt sorunu var değildir, Kürt sorunu olduğu için PKK vardır. PKK Kürt sorununun sebebi değil, sonucudur.
1876 yılında ilan edilen I. Meşrutiyet Anayasası'nın 8. maddesindeki 'Bütün vatandaşlar hangi din ve mezhepten olursa olsun istisnasız Osmanlı tabir olunur' ifadesi yerine Türkiye Cumhuriyeti 'Türk ıtlak olunur' (Türk kabul edilir) anlayışını benimsedi.Cumhuriyet anlayışına göre bunun aksini iddia etmek Türkiye'ye ihanet etmek demekti.
600 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
YAN BRATİ, YAN KÖLETİ
Altan Tan
Altan Tan
Osmanlı döneminin özerk yapılandırmasıyla başlayarak 2009'a kadar ki isyanları, Cumhuriyet dönemi olaylarını, kürtlerin sağ ve sol düşüncelerini objektif bir şekilde aktarmıştır. Kitaba başlamadan önce yorumlara şöyle bir göz attığımda yazarın Kürt kökenli olduğu için taraf tuttuğu şeklinde eleştiriler okumuştum. Ben öyle olduğunu
Kürt Sorunu
Kürt SorunuAltan Tan · Timaş · 2009441 okunma
Dünyadaki Kürtlerin yaklaşık yarısı Türkiye' de yaşamaktadır. Tarihte Kürdistan olarak adlandırılan coğrafyanın da yaklaşık yarısı Türkiye sınırları içerisindedir.
432 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.