1001 Gece Denemeleri

Kurutulmuş Felsefe Bahçesi

Salâh Birsel

En Eski Kurutulmuş Felsefe Bahçesi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kurutulmuş Felsefe Bahçesi sözleri ve alıntılarını, en eski Kurutulmuş Felsefe Bahçesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Ben dostluktan çok dostluk sözünden irkilirim...
Evler, eşyalar, sokaklar böyledir. Biri gelip de onları darmadağın etmezse, eskiden kendi kucaklarında yaşamış, şimdilerse ortalarda görünmeyen kişilerin yaşantılarını uzatmaktan bir an geri kalmazlar.
Reklam
Ey Salâh Birsel'in kulağı, şunu iyice kap ki, yer gök götürmez kitaplar olsun, pazarlama yöntemleri olsun bir yerde okurların canını kaldırtsa da giderek öfkesini kabartır. Onları kitaptan soğumaya iteler. Bir kez onlardan yüz çevirince de değil Hüseyin Rahmi’nin, çağımız yazarlarının kitaplarını bile okumaz. Okusa da anlamaz. Anlasa da anlatamaz. Eh, bir kitap da anlatılmayacak olduktan kelli ne diye okunmalı? Zaten memleketimizin büyükleri : "Gülmeyeceksen gülme, okumayacaksan da okuma!" buyurmuşlardır. Bunun daha alengirlisi de vardır: "Okuyan dert bağlar, okumayan dört bağlar». Biraz daha filozofçasını istersen : "Okuyanın dostu olmaz.» Bu büyükten büyük söylevi bitirmiş, bitirmemiştim ki kapı açılarak içeri, şırrrak, Marcel Proust daldı. Arkasında da kara gün hizmetçisi Céleste. Ben bel bel bakınırken, Fransız yazarı -çünkü yine düş görmeye başlamıştım , üç adımda başucumu tuttu. Gözlerini gözlerime dikti, onları oradan ayırmadan da ağır ve oturaklı bir sesle hizmetçisine şunu sordu : — Ben her zaman ne derim sana? — Kahve yine haşlak olmuş. — O değil benim budala Céleste'im, o değil. — Ha anladım, okumakla ilgili... — Tastamam! Hadi şimdi gel de onu bu okuma düşmanı bayın yüzüne bir kez daha üfürüver. Céleste badi badi yaklaştı. Sonra da ağzını burnuma doğru uzatarak kart bıldırcın sesinin bütün gücüyle bağırdı — Ama Céleste, okumak gerek!
Diyeceğim, gönül işlerinin, beden isteklerinin cezası hep taşa tutulup keşkek edilmek midir?
Benim aklımın erdiği, insanların dillerine düdük olan, üç öğün çorbalarının içine bile ayak sokan dostluğun, fırıldak sarısı ile dalavere fıstıkisi arasında bir rengi vardır. Bu çopur ve sevimsiz renk, kanına dokunduğu içindir ki Fransız romancılarından Marcel Proust şöyle der: — Benim dostluklarla yitirilecek vaktim yoktur.
Doğrusunu ararsanız kimin kime dost olabileceği, kimin de olamıyacağı daha insanların yeryüzüne ayak basmalarından önce saptanmıştır. Para babalarının dostu vardır, cebideliklerin, atletlerin, adembabaların, ölüp ölüp dirilenlerin, kapı baca açık yatanların, yüreğine ateş düşenlerin, canını dişine takanların, yü­züstü bırakılanların, meydan dayağı yiyenlerin, bastıbacakların yoktur. Kalantorların dostu vardır, sıfırı tüketmişlerin yoktur. Şeytanın yattığı yeri bilenlerin vardır, elifi mertek sananların yoktur.
Reklam
337 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.