Kuş Diline Öykünen

Ayşegül Devecioğlu

En Eski Kuş Diline Öykünen Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kuş Diline Öykünen sözleri ve alıntılarını, en eski Kuş Diline Öykünen kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Paylaşılamayacak kadar derindi yaralar, hiçbir söze sığmıyordu, bir türlü anlatılamıyordu. Yaşananlar, bilinen tüm kelimelerden kaçıp kimsenin bulamayacağı kuytulara saklanıyordu.
Sayfa 45 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Kelimeler de yok olup gitmişti, onları terk etmişti. Ağızlarından bölük pörçük şeyler dökülüyordu gerçi. Anlamlı anlamsız heceler, işe yararmış gibi görünen sözcük parçaları, küçük sesler... Yalnızca ağızdan çıkıverenler; kalpten gelen hiçbir şey yoktu... Duyulardan, nabızdan, kandan, kalpten ve tenden gelip beyinde kaynaşan, damaktan dilden ve dişten ağız boşluğundan ve genizden biçimlenerek dışarı akan anlamlar dizgesi yoktu artık. Dilsizdiler...
Sayfa 45 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her kavşak noktasında insan kendisiyle karşılaşır. Ne var ki, konuşamaz buluştuğu karşılaştığı şeyle; eski bir elbise gibi dilsiz olan bu şeye yalnızca bakabilir...
Sayfa 59 - Metis yayınlarıKitabı okudu
İnsanlar, bütün ümitleri tükendiğinde, hiçbir şeyi değiştiremeyeceklerine dair o eski inancın eteğine sığınırlar. Adına kader denilen şeyin hükümranlığına... Akılla delilik arasındaki gizemli sınırda, büyük çaresizliklerin bu küçük ülkesinde, zihinlerinde ufuk çizgisi gibi uzun ve sakin uzanan, varlığından adları gibi emin oldukları, ama kimselere anlatamayacakları o sınır çizgisinde beklerler.
Sayfa 65 - Metis yayınlarıKitabı okudu
...gecenin ardından gün doğar, derlerdi; mutlaka sabah olur. Ve herkes bilirdi ki , sabah, en yorgun, en köhne zamanlar bile dirilir. Her sabah görülmeye değerdir.
Sayfa 97 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Ben ki, inşaat amelesi Hasan'ın oğlu İbrahim! Ayağına bir kez bile yeni ayakkabı giymemiş, kalbi defalarca kırılmış, şu dünyada ki hiçbir güzelliğin kendi yanına yaklaşmayacağına inanmış olan İbrahim!.. Sana babamdan hiç söz etmedim. Okuması yazması kıttı. Ama eve Cumhuriyet alırdı; biliyor musun? Akşamları, saatlerce evirir çevirir, okumaya çalışırdı. Ta ki, Cumhuriyet gazetesi, işsizliği protesto etmek için yürüyen beş bin, yalınayak yapı işçisinden 'çapulcu' diye söz edene kadar. Genç öldü zaten hastalıktan. Senin ancak Nâzım Hikmet'in şiirlerinde karşılaşacağın o işçinin oğluyum ben.
Sayfa 107 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
90 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.