Tarih, bilimi temel alan bir yerden bize geçmişi anlatan/ kavratan bir disiplindir. Tarih; belgeye, bilimsel bilgi ve yoruma, en önemlisi de empatiye dayalı önemli bir mecradır.
Tarih bilim dalı değildir ama, bir disiplin olarak değerlidir. Bilimin yol göstericiliğini benimsemiş isek, bilimden yararlanarak tarihi yorumlamamız gerekir. Bunu yaptığımız durumda da, resmi tarihin tuzağına düşmeden gerçekleri sunmamız olanaklı olacaktır.
Yerel tarih çalışmaları bu bakışa en rahat yaslanan bir tarih dalıdır. Yerelin tarihini tam kaynağından aktarır. İnsanın evrensel yolculuğunun geçmişini yerel tatla açığa çıkarmaya çalışır. Aktardığı yaşanmışlıklar, belgeler ve mekânlarla daha bir kalbe dokunur.
Yerel tarih; yerelin insanlarına anlatılan tarihlerinin sadece nostalji düzeyinde ele alınamayacağını da öğretir/ kavratır.
Yerel tarih çalışmalarını yürüten tarihçiler, o alandaki tarih serüveninin uslanmaz mezar kazıcılarıdır vesselam.
Sözlü tarih çalışması yapan yerel tarihçiler ise, daha derin mezarda araştırma yapmak isteyen tarihçilere kazma-kürek sağlayan lojistik destekçilerdir
