Kuşatılmış Yaşamlar

Michel Houellebecq

En Eski Kuşatılmış Yaşamlar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kuşatılmış Yaşamlar sözleri ve alıntılarını, en eski Kuşatılmış Yaşamlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O kadar az yaşadım ki sanki hiç ölmeyecekmişim gibi düşünme eğilimindeyim; insan hayatının bu kadarcık bir şeye indirgenmesi gerçek olamazmış gibi geliyor bana; elinizde olmadan, er ya da geç bir şey olacak diye hayal ediyorsunuz. Büyük hata. Bir hayat pekâlâ da boş ve kısa olabilir. Günler ne bir iz ne bir anı bırakarak sefil bir şekilde akıp gider; ve sonra bir anda duruverir.
Daha genel söylersek, bizler hepimiz yaşlılığa ve ölüme boyun eğmişiz. Bu yaşlanma ve ölüm kavramı insan-bireye katlanılmaz geliyor; bu hükümran ve koşulsuz kavram, bizim uygarlıklarımızda serpiliyor, adım adım bilinç alanını dolduruyor. Böylece yavaş yavaş dünyanın sınırlı olduğuna dair kesin bir kanı oluşuyor. Arzu bile yok oluyor, geriye yalnızca burukluk, kıskançlık ve korku kalıyor. En çok da burukluk kalıyor, uçsuz bucaksız, akıl almaz bir burukluk. Hiçbir uygarlık, hiçbir devir insanlarında bunca burukluk yaratmayı başaramamıştır. Bu bakımdan bizler hiç görülmemiş anlar yaşamaktayız. Çağdaş zihniyeti tek bir sözcükle özetlememiz gerekseydi, ben hiç kuşkusuz şunu seçerdim: Burukluk.
Reklam
Bazı insanlar kendileriyle yaşamanın korkunç derecede olanaksız olduğunu hissederler; aslında kendi yüzlerini cepheden görmeye, onu gölgesiz, geri plansız bir bütün olarak görmeye katlanamıyorlardır. Yaşamları, buna katılıyorum, doğa yasaları açısından bir istisnadır; yalnızca uyumsuzluğun temelindeki bu çatlak her türlü genetik erekliliğin dışında meydana geldiği için değil, onun baştan itibaren son derece açık olması yüzünden; sıradan yaşamın algısal şemalarının üstündeki, aşkın bir açıklıktır bu. Bazen bu dayanılmaz kırığın, kesin olarak erişilmeze doğru ışıltılı, gergin ve sürekli bir isteğe dönüşmesi için onların karşısına, onlar kadar saf, onlar kadar saydam olması koşuluyla başka birini yerleştirmek yeter. Böylece, bir ayna günden güne hep aynı umut kırıcı görüntüyü yansıtırken, birbirine paralel iki ayna, insan gözünü acıların ve dünyanın ötesinde sonsuz, sınırları olmayan, geometrik yalınlığı içinde sonsuz bir yörüngeye sürükleyen net ve yoğun bir ağ oluşturur.
On yedi yaşında, dünyaya dair birbirini tutmaz ve ipe sapa gelmez görüşler öne sürerken, bir demiryolu barında rastladığım ellilik bir kadın bana şöyle demişti: “Göreceksiniz, yaşlandıkça her şey çok basitleşiyor.” Ne kadar da haklıymış.
Sürüp giden can sıkıntısı dayanılacak bir durum değildir: Er ya da geç gerçek bir acının algılanışına dönüşecektir; bu da insana iyice acı verecektir; işte bana olan da tam olarak bu.
Kendimi çok dipte hissediyor değilim, daha çok etrafımdaki dünya bana yüksek görünüyor.
667 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.