Grishaverse serisinin ilk kitabı olan Gölge ve Kemik ‘ e yaptığım incelemeyi okumuş olanlar kitaptan da Alina ‘ dan da pek hazzetmediğimi hatırlıyorlardır . Bu konudaki fikirlerim hem değişti hem de değişmedi diyebilirim .
Kısa bir aradan sonra biraz da tedirginlikle ikinci kitaba başladım . Dürüst olmak gerekirse ilk kitaptan daha akıcı ve keyifli bir kitaptı . Gerçi akıcılık konusunda Gölge ve Kemik kıstas olmalı mı onu da pek bilemeyeceğim .
İlk kitapta beni rahatsız eden uzun yolculuklar maalesef bu kitapta da vardı ve gerçekten o kadar sayfa boyunca yazar hem hiçbir şey anlatmayıp hem de sayfalar dolusu kelimeyi nasıl bir araya getirdi anlayamadım . İnsanı bayan bölümlerdi . Ama kabul etmem gerekirse ilk kitapta olmayan o merak duygusu bu kitapta vardı . Kitaptan nefret etmememin asıl sebebiyse yeni eklenen bir karakter olan” Nikolai “ oldu .Onun olduğu sayfalar kesinlikle kitaba renk katmış . Bu yüzden bazen yazar kitabı Alina ‘ nın bakış açısından değil de başka birisinin bakış açısından yazsaydı ( Zoya , Nikolai , Karanlıklar Efendisi gibi ) nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum .
Serinin final kitabı için yüksek bir beklentim var çünkü şimdiye dek her şeyin stabil ve tahmin edilebilir gitmesi beni çok sıktı . Umarım fikirlerim son kitapta değişir .