"muharrem, öyle günahsız bir bebek
anasının koklanmamış kır karanfili
yorgun bir babanın iki büklüm sırtında
un çuvalında taşınan körpe cesettir!
ve asfalt yüzü görmemiş patika yolların
üç mevsim karla örtülü sarp yamacında
uzak mezralardan besmeleyle salınarak
şubat'ın zemheri ayazına el yordamıyla
buz yanığı gövdesiyle itilen melektir!
utancı miras bırakmıştır, taş kalbimize
tek odalı hanesinde, sırıtan yoksulluğu
yüksek ateşlerin son tanığı yer yatağını
ilaç kutularını, yarım kalan biberonunu
ve tabanları erimiş, lastik pabuçlarını "