Kuşlar da Gitti

Yaşar Kemal
Kuşlar da Gitti, İstanbul’un çürüyen, kirlenen yüzünün ve insanlığın da şehirle birlikte yok oluşunun romanıdır. Kuşların bir zamanlar mekân tuttuğu İstanbul’da çocuklar onları yakalayarak cami, kilise ve sinagogların kapılarında “azat buzat beni cennet kapısında gözet” diyerek satarlar. Ancak çocuklar satamadıkları kuşları yemek zorunda kalırlar. “Sağlam bir kitap, yoğun bir insan sevgisi ve şiir, tam bir başyapıt.” La Croix, (Fransa) “Saklanacak, tekrar tekrar okunacak, üstünde günlerce düşünülecek, bütün zamanların, bütün ülkelerin en güzel edebiyat yapıtlarının yanına konacak bir kitap...” Jeremy Brooks, The Independent, (İngiltere) “Klasiklere özgü yalınlıkta bir öykü.” Church Times, (İngiltere) “Batı Avrupa’da neden böyle romancılarımız kalmadı?” New Statesman, (İngiltere)
79 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Mart 1978
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

79 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
“Kafesin biri kuş aramaya çıktı” Franz Kafka Hemen kafesin ne olduğuyla başlayalım. Kuşlar da Gitti'de aslında kuşların kafese konması değildir bu kafes dediğimiz şey. İnsanlıktır bu kafese konan. Şu düzende kafese konan kuş kadar çaresizdir insanlık. Kafesler artık insanlığımızı tutuyor. Şehirlerin sokaklarında insanlığın çöp yığınları
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
"KUŞLAR UNUTKAN OLURLAR, GENE GELECEKLER"
Kanadı kırık değil, Onlar kanadı koparılmış kuşlardı. Sokaklar daraldı Vicdanlar karardı, Ve uçsuz bucaksız göğümüzde Uçacak yerleri kalmadı.
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
“İstanbul şehrinin göğünü çok ucuza cennet karşılığı alınıp bırakılmış kuşlar doldurur.” Kuşlar da gitti... Yaşar Kemal'in duygu dolu, nostalji dolu samimi cümlelerle bezenmiş bir kitap. Eski İstanbul manzaraları eşliğinde kaybolup giden kuş azatçılığını anlatıyor, bunu yaparken de insani değerlerimizi sorgulamayı ihmal etmiyor. Kısacık ve sıcacık bir kitabı. Ben okurken çok keyif aldım. Tavsiye ederim. *Huzur*Ve*Kitap*Eksik*Olmasın* Hayatımızdan*
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öldü sanmayın,eserleriyle Yaşar Kemal...
İnsanlık o kadar ilerledi ki,artık gözükmüyor mu yoksa gören gözlere mi zeval geldi? Eser 1978 yılında yayınlanmış.Hikayede insanlık, yoğunlukla İstanbul'un kenar kesimleri sayılan Florya,Menekşe ve Yeşilyurt semtlerinde ve son olarak şehrin tam göbeğinde Taksim'de sorgulanıyor.Kitapta şehir ve semt isimleri açık açık belirtilmesine rağmen,Üstad
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
BURALAR HEP DUTLUKTU...
Kiminin keşfetini, kiminin ana sayfasını işgal etmeye geldim... Nasılsınız efendim? Bizler iyiyiz çok şükür. Uzatmadan geçelim mi kitaba? Tam olarak bir inceleme gözüyle değil de kitaptaki konudan da yola çıkarak ufak bir beyin jimnastiği yapma gözüyle okunursa daha faydalı olur. :) Bu sefer böyle yazmak istedim canım ne var yani.. Kitap
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İnsanlık öldü mü? Bir düşünelim bakalım öldü mü, ölmedi mi… Sonra kendi içimizde karar verelim bu sorunun cevabına.. Yaşar Kemal, kendine has üslubu ile Anadolu insanını çok iyi yansıtmaktadır. İlk eseri zaten bunun tescilli belgesidir. Yani Üstat bizi ve insanımızı olduğu gibi kalemine yansıtmaktadır. İnsanlık için 100 yıl önceye gitmeniz ya
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
10/10 puan verdi
Kuşlar da gitti... Kaçtılar insanoğlundan...
Yaşar Kemal ile tanışabildim sonunda. Hayatıma çok güzel bir eseriyle giriş yaptığını söylemekten asla çekinmiyorum, hatta güzel kelimesi az bile kalır. Yaşar Kemal öyle bir yazar ki; gerek üslubuyla, gerek olayları anlatış biçimiyle, gerekse vermek istediği mesaj ile çok kaliteli bir yazar. Ben açıkçası bir yazarın bu kriterleri taşıdığı sürece
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın anlatımı akıcı. Çocukların yakaladıkları kuşları cami, kilise ve sinagog önlerinde, azat buzat beni cennet kapısında gözet diyerek sattıkları kuşlardan bahsediyor. Bu geleneğin daha sonra nasıl yok olduğunu, çocukların bu kuşları satmak için verdigi zorlu mücadeleri, güzel bir şekilde dile getirmiş...
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Yaşar Kemal'in bedduası
Bir öykünün güzelliği onun içindeki samimiyeti hissettiğin kadardır. Her şey bir gün gider. Dostluklar gider Dün sürdüğün parfüm kokusu gider. Ütülediğin o gömleğinin simetrisi gider. O prıl pırıl yaptığın evin cemali gider. Sınav için ezberlediğin o bilgiler gider. Son aldığın cigaranın dumanı ciğerine gider. Sevdiğin adam başkasına gider. Dün
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma
79 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Yaşar Kemal Kuşlar da gitti 'de incelemeyi son satırlarda kendi yapmış aslında aynen şöyle diyor: "İstanbul şehrinin acımasızlığının, Yitmişliğinin , kendi kendini, insanlığı unutmuşluğunun çok şeyler yitirmişliğinin bir anıtı. " Çoğu yazarın yüzlerce sayfada anlatamayacağı insanlığın bugünkü gerçeklerini, çelişkilerini, merhamet ve sevgilerini yitirmelerini, geleneklerini, ve şehirlerini yok etmelerini 72 sayfada anlatıyor. Zevkle okuyacağınız bir roman Keyifli okumalar
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202215,4bin okunma

Yazar Hakkında

Yaşar Kemal
Yaşar KemalYazar · 74 kitap
Yaşar Kemal (d. Kemal Sadık Gökçeli,] 1923; Gökçedam, Osmaniye), Kürt asıllı Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen kalemlerinden biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır. Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır. Çocukluğu Yaşar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir aileden dünyaya geldi. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe köyde ise Türkçe konuşurdu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık oldu. Orta okul döneminde çeşitli işlerde çalıştı. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği'nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele'de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli'nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı. Sanat hayatı 1978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi: "Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Aşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum." Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayınladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı. Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikayesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı. Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan seri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi. Siyaset 17 yaşından bu yana sosyalist politikanın içindedir. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP'te sekiz yıl çalıştı ve yöneticilerden biriydi. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir: "Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım." TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir. Temalar « Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. » Yaşar Kemal'im edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarıda halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.