“Bazı denizciler kendilerini yenilmez hissettikleri yerlere giderler, oysa gördükleriyle gerçekten neler olabileceği arasında çok ince bir çizgi olduğunun farkında bile değillerdir.”
Beryl Smeeton adındaki İngiliz kadın 1960'lı yıllarda kocasıyla birlikte Horn Burnu'nu dönerken arkasını dönüp de baktığında, giderek toplanan bir dalganın gözüne alabildiği yere kadar düz bir hat şeklinde yayılmış olduğunu görmüş. "Ufkun tamamı kocaman gri bir duvarla örülmüştü," diye yazmış günlüğüne. “Kıvrılan tepesi yoktu, yalnızca tüm sırt boyunca uzanan ince beyaz bir çizgi, çehresi normal bir dalganın meyilli çehresine hiç mi hiç benzemiyordu. Bu, tamamıyla dikey bir yüzeyi olan bir su duvarıydı, aşağıya beyaz dalgacıklar akıyordu, tıpkı bir çağlayan gibi."
Fırtınalar, soğuk cepheler, kısa dalga olukları tümü er ya da geç üst katman rüzgârları tarafından doguya sürüklenir. Jet rüzgân sabit değildir; başıboş bir yangın hortumu gibi kıvrılır durur, dağlarda yana yatarak, ovanın ortasından dönerek yoluna devam eder. Bu düzensizlikler Kuzey kutbundan ağır, soğuk cepheler ha linde balon gibi süzülen, kıta büyüklüğünde girdaplar doğurur. Bunlara antisiklonlar denir çünkü içlerindeki hava saat yönünde ve dışa doğru akar, yani alçak sistemin aksi yönünde. Bazen bu antisiklonlann hücum sırtları boyunca alçak basınç dalgaları oluşur. arada sırada bu dalgalardan biri kuvvetlenerek büyük bir tınaya dönüşür. Nedeni ve zamanı, bilimin günümüzde dahi çözemediği bir muammadır.
Tam önümüzde bize doğru sürüklenen bir tekne var! Mallarınızla alesta durun, ama emri duymadan vurmayın! O an tüm gözler sürüklenen tekneye çevrilmişti. İşte geliyordu, tam tepemize.