İşin felaketi şuydu ki herkes büyük küçük, kadere boyun eğmiş, büyük bir tevekkül ve miskinlik içinde tufanın kendilerini sürükleyip götürmesini bekliyordu. Bu azgın tufan sellerinin önüne hiç olmazsa birkaç şeyimizi kurtarabilmek için yapılacak barajları hiç kimsenin düşündüğü yoktu. Düşünenleri de dinleyen yoktu.