Dinin Sosyolojik Teorisinin Ana Unsurları

Kutsal Şemsiye

Peter L. Berger

Newest Kutsal Şemsiye Quotes

You can find Newest Kutsal Şemsiye quotes, newest Kutsal Şemsiye book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Toplumun temel diyalektik süreci üç aşama : dışsallaştırma(extemalization) nes­nelleşme (objectivation) ve içselleşme'dir (intemalization). Topluma en uygun ampirik bakış, ancak bu üç aşamanın birlikte anlaşılmasıyla mümkündür. Dışsallaşma, insanların hem fiziki hem de zihni faaliyetleriyle dünyaya doğru sü­rekli taşmalarıdır. Nesnelleşme, kendi asli üreticilerini ken­dilerinden çok dışa dönük bir olgusallık (facticity) olarak karşılayan bir realitenin (yine hem fiziki hem de zihni) bu faaliyetinin sonucunda ulaşılan bir noktadır. İçselleşme ise sözü edilen aynı realitenin kendisini bir kez daha objektif dünyanın yapılarından subjektif bilincin yapılarına aktarır­ken insanlar tarafından tekrar kendi içlerine mal edilmesidir. Dışsallaşırken toplum bir insan ürünüdür. Nesnelleşirken ise sui generis (nev-i şahsına münhasır) olur. İçselleşme bo­yunca insan artık, toplumun bir ürünüdür.
Sayfa 53 - Rağbet yayınları
İnsandan ayrı hiçbir sosyal gerçeklik olamaz. Ancak şu da söylenmelidir ki; insan da bir toplum ürünüdür.
Reklam
“Her beşeri düzen ölümle bir antlaşma yapma girişimini simgeler. Herhangi tarihsel veya ona benzer bit dininin akıbeti ne olursa olsun şundan emin olabiliriz ki bu girişimin gerekliliği insanlar öldüğü ve bu gerçeği önemsemek zorunda kaldıkları sürece devam edecektir.”
Sayfa 140 - RağbetKitabı okudu
“İnsan yalnızlığı kabul etmediği gibi anlamsızlığı da kabullenmez”
Sayfa 127 - RağbetKitabı okudu
“Din, insan aktivitesiyle kurulan, her şeyi kucaklayan kutsal bir düzen, yani her an mevcut olan kaos karşısında kendi kendini korumasını bilen kutsal bir kozmos kurumudur.."
Şüphesiz insanın kendi ürettiği deryada boğulma ihtimali de vardır.
Reklam
Sözgelimi Amerika’da üst-orta-tabakanın kenar semt hayatındaki tüketici talebi bu bağlamda kırsal Güneydeki tüketici talebinden farklıdır. Değişik tabakaların dünyevileşme düzeyinin de değişik olduğunu kabul edecek olursak, dini tüketiciler olarak bu tabakaların dünyevileştirici etkilerinin de değişik olması doğaldır.
Yani dinî gelenekçiliğe doğası gereği düşman olan değişimin olmasa bile bir değişebilirdik ilkesinin söz konusu yapıya eklenmesi demektir. Başka bir deyişle, dinî gelenekleri değişmez bir hakikat olarak korumak bu yapıda giderek zorlaşır.
Ounu genel sosyolojik söylem açısından ifade etmenin. yolu, bir yandan ekonominin diğer yandan da devlet ve ailenin dünyevileşmesi arasında bir “kültürel boşluğun” mevcut olduğunu söylemekten geçer. Devleti ele alacak olursak bu, modem sanayi toplumu olma yolunda epey bir mesafe kat etmiş olan ülkelerde siyasî düzenin geleneksel dinî yasallaştırmalara göre biçimlenmesinin devam etmesi demektir. Bunun en güzel örneği hiç şüphesiz bu yola ilk koyulan ülke olması bakımından İngiltere’dir.
Başka bir deyişle modem sanayi toplumu, dine karşı bir çeşit “kurtarılmış bölge” denebilecek merkezde “yer alan” bir sektör geliştirdi. Dünyevileşme işte bu sektörden "dışa-doğru” toplumun diğer alanlarına yayıldı.
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.