Ah Yusuf.. Yusufu o kadar iyi anliyorum ki. O yuzden yaptıklarindan dolayi kizamiyorum bile. Kitabi bitirdigimde yusufa sinirliydim acikcasi ama sonra uzerinde dusununce sadece uzuldum onun icin.
"Bu dunyada hicbir seye ait hissedememek, bir fazlalik gibi hissetmek ve asla mutlu olamamak."
bundan sonrası spoiler!!
Sahinde okudugum tum kitapların icinde en kotu karakterlerde ilk ona girebilir. Bi insan kendi kizinin iyiligini bile mi dusunmez. Her sey onun yuzunden oldu zaten.
Ben en cok kitabin sonundaki olaydan sonra yusufun nasil toparlayacagini dusunuyorum. Cunku Muazzez onun bu hayattaki tek benimsedigi, tek umursadigi, tek deger verdigi, tek 'ait hissettigi' seydi. Ve yusuf onu kendi elleriyle öldürdü. Ben muazzez de hicbir suc bulamiyorum, o daha 15 yasinda bi cocuktu ve basina gelenlerin hicbirini haketmedi. 'Aklini celen' kisi -ki aklinin celindigini de dusunmuyorum, zoraki yapti her seyi- annesiydi, siradan bi insan degil. Yusufu da suclayamiyorum cunku yillar boyunca kendi yasadigi hayati kendi yasamis gibi hissedemeyen bir insanin bi anligina karanliga ates acmasi cok bir sey degil.. Tek sucladigim insan sahinde. O da cezasini cekti sanirim.
Bence yusuf muazzezi sahindeyle hic yalniz birakmamaliydi. Baska bi sehre yerlesip baska bi is bulmaliydi. Kendisininde dedigi gibi evlendikleri yerden memleketlerine hic donmemelilerdi...