Kuyucaklı Yusuf

Sabahattin Ali
“Sosyal gerçeklikle insanî gerçekliğin” uyum içinde anlatıldığı Kuyucaklı Yusuf, Anadolu’daki toplumsal düzene eleştiri yöneltmesi bakımından değerlidir. Küçük yaşta ailesini kaybeden Kuyucaklı Yusuf, adaletsiz düzen içinde mücadele ederken diğer yandan bir aşk girdabının da içine girer. Hem sosyal hayatında hem de aşk hayatında toplumla uyuşamayan Kuyucaklı Yusuf, kendisini bir kimlik arayışının içinde bulur. Dönemin sosyokültürel hayatına ışık tutan Kuyucaklı Yusuf, günümüzde tüm canlılığıyla yerini korur.
240 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1937
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

222 syf.
·
Puan vermedi
“Kuyucaklı Yusuf”, Sabahattin Ali’nin 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır ve Türk edebiyatında toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden sayılır. Eserde, küçük yaşta ailesi eşkıyalar tarafından öldürülen Yusuf’un, Kuyucak kasabasından kaymakam tarafından evlatlık alınmasıyla başlayan hayatı anlatılır. Yusuf, içine kapanık, sert mizaçlı ama onurlu bir genç olarak büyür. Kaymakamın kızı Muazzez’le arasında zamanla gelişen bir aşk, romanın duygusal yönünü oluşturur. Yusuf’un hayatı, kasaba düzeniyle ve toplumsal eşitsizliklerle sürekli çatışma halindedir. Kaymakam ailesi içinde büyüse de hiçbir zaman tam anlamıyla kabul görmez. Muazzez’le olan aşkı da, sınıfsal ayrımlar ve kasabanın yozlaşmış yapısı nedeniyle zorluklarla karşılaşır. Roman boyunca Yusuf’un yalnızlığı, adalet arayışı ve dış dünyaya karşı duyduğu güvensizlik ön plandadır. Sabahattin Ali bu romanında, bireyin toplumla olan çatışmasını derin bir şekilde işlerken, dönemin Anadolu kasabalarındaki yoksulluğu, adaletsizliği ve ahlaki çöküşü de gözler önüne serer. Yusuf’un güçlü duruşu, içsel dünyasındaki karmaşa ve Muazzez’e duyduğu saf aşk, onu unutulmaz bir roman kahramanı yapar. Anlatım yalın ama etkileyicidir; sade bir dille büyük duygular ve toplumsal gerçekler aktarılır. “Kuyucaklı Yusuf”, bir aşk hikâyesi olmasının ötesinde, Anadolu insanının dramını, toplumsal adaletsizliği ve bireyin ayakta kalma mücadelesini anlatan güçlü bir eserdir. Hem duygusal derinliği hem de toplumsal eleştirisiyle Türk edebiyatının en önemli klasiklerinden biridir.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
222 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
76 günde okudu
Kuyucall Yusuf Sabahattin Ali'nin 1937'de yazdığı ilk romanıdır. Roman, sürekli ait olduğu yerde olmadığını hisseden Yusuf'un etrafında döner. O , daim hetta Muazzezle birge olurken
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
215 syf.
7/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Yazarın diğer kitapları gibi Kuyucaklı Yusuf da insanın yüreğini ezip geçiyo bence. Okurken sanki yanlarında oturup tüm olaya dahilmişim gibi hissettim. Elimde biraz süründü kitap fakat kesinlikle kitap ile alakalı değildi. Yazarın diğer kitaplarını okuyunlara öneririm. Filmi de var biraz eski fakat kitaba sadık kalınmış.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2017194,8bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
Kuyucaklı Yusuf, benim için sadece bir Anadolu kasabasında geçen bir hayat hikâyesi değildi; aynı zamanda dürüstlüğün, cesaretin ve aşkın, yozlaşmış bir düzen içinde nasıl ezilebildiğini anlatan güçlü bir metindi. Bu nedenle eserin verdiği mesajlar, yalnızca edebi değil, aynı zamanda sosyal ve ahlaki bir derinliğe sahipti.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
Başlarda güzel akıcı bir kitap olarak gözükse de benim gibi kitap okuma alışkanlığı kazanmamış bireyler için 100 küsür sayfalardan sonra sürekli aynı şeyleri tekrarlıyor gibi gelebilir. Ne yazıkki sevmediğim bir kitaptı, çünkü sonunu mutlu beklerken mutsuz sonla bitmesi bana sanki boşa okumuş gibi hissettirdi.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
222 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Sabahattin Ali’nin oxuduğum son romanı “Kuyucaklı Yusuf” idi. Bu romanı nədənsə digər 2 romandan daha çox sevmişdim. Təsvir edilən sevginin saflığı, hisslərin məsumluğu mənə daha doğma gəlmişdi. Spoiler olmasın deyə açıq-aşkar deməyəcəm, lakin əsərin sonunu fərqli xəyal edirdim, xəyallarım puç oldu. Yenə də, müəllifin 3 romanı arasında ilk səhifəsindən etibarən nəfəs almadan oxuduğum romanı da
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
məhz bu idi.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali Türü: Roman
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
Sabahattin aliyi çok sevmeme rağmen o kadar fazla okumamamın sebebi okuduktan sonra insanı deli dehşet bir ruh daralmasına sevk etmesidir. Bunda da belki daha da çokça bu hissi yaşadım. Elim ayağım titredi nefessiz kaldım, bir an önce bitsin istedim. Sevgili yazar duyguları öylesine abartarak yazmış ki insan gerçek olmadığını bilse hatta bunun yaşanan bir olay değil de okunan bir kitap olduğunu bilse de sinirlerine sahip çıkamıyor. Çoğu yerde kitapta geçen bütün karakterlere "senin ben yapacağın işi.." diyerek kimi zaman da "öyle yapma şunu yap, böyleyken böyle" derken buldum kendimi. Hepsinden daha acısı da bu hikayenin toprağını sevdiğimin memleketinin her bir metrekaresinde gerçekten yaşanmış ve yaşanmakta oldu gerçeği. Bu gerçeği ve kendimi bildiğim için Muazzezin Yusuf'a senden korkuyorum yusuf demesi gibi bende kendime dedim. Senden korkuyorum diye. Allah insanı böyle durumlarda bırakmasın. Yazınca biraz bir nefes alabildim.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
222 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Uçurtma avcısından sonra beğendiğim bir kitap. Kitap sanki olayları ben yaşıyormuşum gibi bir his veriyor. Çok güzel çok beğendim herkes okumalı. Keşke sonu daha güzel bitseydi.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma
222 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
l Şair ve öykü yazarı olan Sabahattin Ali'nin 1937 yılında kaleme aldığı ve yayımladığı ilk romanıdır. Aynı zamanda eserdeki Yusuf edebiyatımızın ilk romantik kahramanı olarak görülür. Yazar,
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021194,8bin okunma

Yazar Hakkında

Sabahattin Ali
Sabahattin AliYazar · 103 kitap
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısiyla, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır. Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926). Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930). Yurda döndükten sonra Sabahattin Ali, Orhaneli’nde ilkokul öğretmenliğine atandı. Aydın ve sonra Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır. Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932), bir yıla mahkûm olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933). Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945). "İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945). Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947). Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle "Milli Şef" İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?" Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Jandarma karakolunda katledilmiş daha sonra da cesedi 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde bulunmuştur. Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkartılan aftan yararlanarak serbest kalmıştır. Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. Sabahattin Ali yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926). Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930). Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazekâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz". Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir. Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir. 1937'de yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir. Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmış, örneğin Yaşar Nabi, Hakimiyeti Milliye'de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissetirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor. Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş." Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır. 'Leylim Ley', 'Aldırma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir. Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyun da yazmış (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.