Kuyucaklı Yusuf

Sabahattin Ali

Kuyucaklı Yusuf Posts

You can find Kuyucaklı Yusuf books, Kuyucaklı Yusuf quotes and quotes, Kuyucaklı Yusuf authors, Kuyucaklı Yusuf reviews and reviews on 1000Kitap.
Her taraf, yıkanmış gibi parlak ve aydınlıktı. Gökyüzünü kaplayan ve güneşi örten bulutlar karşıdaki dağların tepelerine kadar uzanıp orada sis halinde yerleşiyor ve ovanın üzerinde gitgide yükseliyordu. Güneş olmadığı halde ortalık o kadar aydınlık ve temizdi ki, Salâhattin Bey, karşı dağların sislere yakın yerlerindeki köyleri bile seçiyordu.
Sayfa 101Kitabı okudu
Başını sağ tarafına çevirince denizi gördü. On kilometre kadar uzanan ağaçlı ve bahçeli bir araziden sonra başlayan bu deniz, bulutların arasından yer yer fırlayan güneşin altında kâh parlıyor, kâh kararıyordu. Çok uzaklarda, ufka yakın bir yerde, tamamen sislere gömülü Midilli Adası vardı. Herhalde şimdi oraya yağmur yağıyordu.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
(...)Bir aralık burnuna zeytinlerin vakur kokusuna benzemeyen bir koku geldi. Gözlerini açtı. Bu bir incir ağacı idi. Zaten iki ağacın kokusu onu eskiden beri çok sarsıyordu: Ceviz ve incir... Cevizin koyu, acayip, biraz da attarların sattığı ıtriyata benzeyen bir kokusu vardı. Bu tatlı, latif bir kokuydu. İncirin kokusu ise hiç güzel değildi. Lüzuci, yapışkan ve ağır bir kokuydu. İnsan güneşte incirin sütünün ve usaresinin tebahhur ettiğini ve bu kokunun oradan geldiğini sanıyor ve nefes aldıkça burun delikleri sanki yapış yapış oluyordu.
Sayfa 114Kitabı okudu
Hakikaten, ne yaparsa yapsın, kimlerle arkadaş olursa olsun, alışamıyordu bu şehirlilere vesselam... Kendisini mütemadiyen yabancı ve ayrı buluyordu. Onların işlerine akıl erdiremiyordu. Mesela, en sevdiği arkadaşları bile onu bazen şaka olsun diye aldatırlar, hiç lüzumu yokken yalan söylerlerdi. Yusuf evvela içerleyecek oldu; fakat bunun herkes tarafından yapıldığını ve çok tabii bir şey olduğunu görünce kızmaktan vazgeçti, fakat hayreti hâlâ geçmemişti: Niçin durup dururken yalan söylemek ihtiyacını duyuyorlardı?(...)
(...)Koyu zeytin yapraklarını bile şeffaf yapan bir aydınlık vardı: Gözleri kör eden, etrafı birbiriyle kaynatan, karıştıran bir aydınlık... Güneş sanki ışığını kova ile yeryüzüne döküyordu.
Sayfa 114Kitabı okudu
“(...)herhalde kızı yirmisine kadar evde tutup kocakarı yapmaya niyetin yoktur.”
Reklam
(...)Tavanın ortasında sallanan büyükçe bir lambanın ışığı, müşterilerin başlarını aydınlatıyor ve festen keçe külaha, kalpaktan kefiyeye kadar belki yirmi çeşit serpuş, rüzgâr vurmuş bir çiçek bahçesi gibi dalgalanıyordu.(...)
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 28 hours
Kuyucaklı Yusuf /İnceleme
Uzun zamandır okumak istediğim kitaplardan biriydi. Okuduktan sonra keşke daha önce okusaydım dediğim kitaplar listemin , başında yer aldı. İnsanın yüreğine akan bir kurgusu var. Bir taraftan o döneme ait aile hayatına , mahalle kültürüne tanıklık ederken bir taraftan da dönemin yargı sitemi , işleyişi, toplumsal sınıflarına dair izlenimler var. Kitap hem bireysel hem de sosyal meseleleri aynı anda ele alınmış. İki insanın aşkı çok nezih be etkileyici bir üslupla anlatılmış . Yazarın kaleminin güçlülüğünü ilk sayfalardan anlıyoruz . Yapılan betimlemeler oldukça başarılı . Çevre betimlemesinin yanı sıra olayların betimlenmesi ve ruhsal tasvirler de mevcut. Okunulan her cümle adeta zihnimizde canlanıp resmediliyor . Genel itibariyle, köyünden küçük yaşlarda acı olaylar neticesinde çıkarılıp bir kaymakam tarafından himayesine alınan bir çocuğun yaşam mücadelesini, aşkını , hayata tutunmasını etkileyici bir üslupla anlatıyor . Oldukça akıcı bir kitap, mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Remzi Kitabevi Yayınları · 2019175.3k okunma
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.