Karanlık Cevher Dizisi 1. Kitap

Kuzey Işıkları - Altın Pusula 1

Philip Pullman

By Number of Pages Kuzey Işıkları - Altın Pusula 1 Quotes

You can find By Number Of Pages Kuzey Işıkları - Altın Pusula 1 quotes, by number of pages Kuzey Işıkları - Altın Pusula 1 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bu vahşi çukura, Tabiatın rahmine ve belki mezarına, Denizin değil, ne de kıyının, havanın, ateşin, Ama yüklü illetlerinde birbirine girmiştir Bütün bunlar ve bu yüzden savaşmak zorundadırlar hep, Kadir yaratıcı düzenlemedikçe onları Bu karanlık cevherini başka dünyalar yaratmak için, İşte bu vahşi çukura ifrit sakınarak Cehennemin kıyısında durup bir baktı, Geldiği yolu tartarak... - John Milton, Kayıp Cennet, II. Kitap
Sayfa 5 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Güzel olan her şeyin sonu gelir."
Sayfa 19 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Lord Asriel güçlü omuzları, sert esmer yüzü, vahşi gülüşü ve parıldayıp ışıldıyor hissi veren gözleri olan, uzun boylu bir adamdı. Hakimiyeti altına girilecek ya da mücadele edilecek bir yüzdü bu: himaye eden ya da merhamet duyan bir yüz değildi, asla. Bütün hareketleri büyük ve kusursuzca dengeliydi, yabani bir hayvanın hareketleri gibi ve böyle bir odada bulunduğunda, ona çok küçük gelen bir kafeste tutulan yabani bir hayvana benzerdi.
Sayfa 20 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Alimler'i iyi tanırdı: Kütüphaneci'yi, Rektör Yardımcısı'nı, Araştırmacı'yı ve diğerlerini; onlar ömrü boyunca çevresinde olmuş, ders vermiş, sopa çekmiş, teselli etmiş, küçük armağanlar sunmuş, onu bahçedeki meyve ağaçlarının civarından kovalamış adamlardı; aile niyetine nesi varsa, onlardı. Eğer bir ailenin nasıl bir şey olduğunu bilseydi, onda hakiki bir aileymiş hissi bile uyandırabilirlerdi; öte yandan, ailenin ne olduğunu bilseydi eğer, bu hissi Kolej hizmetkarları için duyması daha akla yakındı. Alimler'in, onların arasına tesadüfen bırakılmış yarı yabani yarı uygar bir kızın hisleriyle ilgilenmekten daha önemli işleri vardı.
Sayfa 25 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bir ziyafetten sonra hep haşhaş ikram edilirdi: zihni berraklaştırıp dile kuvvet vererek zengin bir sohbet sağlıyordu. Başkan'ın haşhaşları bizzat pişirmesi adettendi.
Sayfa 25 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Yaşlıların görevi budur," dedi Kütüphaneci. "Gençler hesabına endişe duymak. Gençlerin görevi de, yaşlıların endişesine burun kıvırmaktır." Biraz daha oturdular, sonra ayrıldılar çünkü saat geç olmuştu ve onlar yaşlı ve endişeliydiler.
Sayfa 40 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.