La İlahe İllallah
Muhammed KutubLa İlahe İllallah Gönderileri
La İlahe İllallah kitaplarını, La İlahe İllallah sözleri ve alıntılarını, La İlahe İllallah yazarlarını, La İlahe İllallah yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Diğer bir açıdan; insanın yararına olduğu zannedilen "teknoloji," "madde" karşısında "çağdaş insan"ın insanî özelliklerini yitirdikten sonra kendisiyle dalga geçilmesi içindir!
Sahih bir inanca sahip olsak da ibadette şirke düşmekten kurtulsak da mahkemelerimiz Allah'ın şeriatıyla hükmetse de; ilmî, iktisadi, medeni, ahlaki, ictimai yada fikrî alanlarda geri kalmış, bundan dolayı sesimizi kesmiş ve bunu ortadan kaldırmak için çalışmamışsak "La ilahe illallah" ın hakkını gerçekten verdiğimizi iddia edemeyiz.
Edebiyatın Gerektirdikleri
~Bu -üretme ya da dinlenme - fıtrî bir olay olduğu sürece yukarida ifade ettiğimiz âyetin kapsamına girer: "Hayatım, âlemlerin Rabbi olan Allah içindir" ifadesine... -İslâm'da- bu sanatın da alemlerin Rabbi olan Allah için olması gerekir.!!
Bu sözü duyduklarında insanların büyük bir çoğunluğunun aklına, edebiyatın ya da sanatsal ifadenin- hepsinin dinî bir edebiyat olması, böylelikle "Ålemlerin Rabbi olan Allah için" olması ve bu yüzden vaaz niteliği taşıması gerektiği gelir...
Oysa kastedilen bu değildir.
Vaazın bir yeri ve konumu vardır. Fakat bütün sözlerimiz bir vaaz haline dönüşürse, bu, faydadan çok zarar verir."
Sayfa 160 - BEKA YAYINLARIKitabı okudu
"Gerçek şu ki, insan kendini kendine yeterli görerek azar." (Alak, 6-7)
Burada, cahilî bir "huy" olan "azgınlık" üzerinde duralım. Burada azgınlığın iki temel nedeni zikredilmektedir:
a. İnsanın, Allah'ın kendisine ihsan etmiş olduğu nimetlerden dolayı yaratıcısına muhtaç olmadığına zannetmesi.
b. İnsanın, Allah'ın dünya hayatında insanlara önerdiği hususlarda onları hesaba çekeceği bir dönüşün olduğuna inanmaması...
La İlahe İllallah
Dilediğine rızkı bol verir, dilediğinden de kısar. O, her şeyi bilendir. 'Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin' diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a ortak koşan- lara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) se- çer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.
BekaKitabı okudu
"Belirli bir şahsa / şeye sınırı aşan bir saygıda bulunmak, insan kalbinin afetlerinden biridir. Çünkü bu saygı, kutsallaştırmaya; sevgi de kulluğa dönüşür..."
Laikler, kalplerinin derinliklerinde şeriatın uygulanmasına karşı en çetin şekilde savaştıklarını ve bu dini kökünden ortadan kaldırmak için çalıştıklarını bilirler. İnsanlara gülerek, "Biz, dinle savaşmıyoruz" derler. Oysa hüküm koyma bağını ortadan kaldırdıklarında, dinin diğer bağlarının da teker teker kopacağını bilirler.
Sayfa 211Kitabı okudu
Başımdan geçen bir hatıram var:
Bir defasında, Biz Müslüman mıyız? adlı kitabımı çıkardığım zaman bir genç beni ziyaret etti ve "Biz Müslüman mıyız? adlı bir kitap çıkardığınızı duydum. O kitabı okumak istiyorum. Okumam için bana bir adet ödünç verebilir misiniz?" dedi. Bunun üzerine, "Memnuniyetle!" deyip ona bir adet verdim. Birkaç gün geçtikten sonra kitabı bana getirip "Al kitabını amca! Onu okumak istemiyorum. Onu okumadan önce Müslüman olduğumu sanıyordum. Kitabın bir bölümünü okuyunca, Müslüman olmamaktan korktum. Al kitabını ve beni, Müslüman olduğum zannı üzere bırak" dedi.
Sayfa 198Kitabı okudu
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
"Şüphesiz bu dinin bağları tek tek çözülecektir. Her bir bağ çözüldüğünde, insanlar bir sonrakine sarılacaklardır. Bu dinin ilk kopacak olan bağı, hükümdür. Son kopacak olan bağı ise namazdır."
Sayfa 196 - Ahmed bin Hanbel, V, 251Kitabı okudu
İnsan tarihe dönüp baktığında, bu ümmetin bir asır içinde ne kadar korkunç bir şekilde değiştiğini görünce hayrete düşüyor.
Sayfa 191Kitabı okudu
İnsanların büyük bir bölümü, hakkın "galip" olduğunu görünceye kadar ağırdan alıyorlar. Hakkın üstün olduğunu görünce de bölük bölük Allah'ın dinine giriyorlar.
Sayfa 156Kitabı okudu
Tüm bu "medeniyetler" de insanın başarısını sağlamak için gereken ilk ölçü, ne tek başına maddî ne askerî ne de bilimsel başarıdır. Bunların hepsini geçen bir ölçü vardır:
İnsan, yaratılış gayesini yerine getirdi mi?
Sayfa 141Kitabı okudu