Lâ: Sonsuzluk Hecesi

Nazan Bekiroğlu
Öyle bir çığlıkla attı ki kendini Âdem uykusundan, gerçekte çığlık atıp atmadığını bile bilmedi. Ama iki uyku arasında rüyasının bölündüğü gün gibi gerçekti. Ve başına bir şey gelmiş gibiydi. O zamansızlık zamanında, cennet ırmağının kıyısında Âdem onunla göz göze geldi. Kuşları, tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça. Parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi. İçine dolan ses ve ışığa, sevince sarmaşığa, usulca, sen kimsin, dedi. Bildiğini bir kez daha bilmek, kelimesini bir de ondan duymak istedi. Ben kadınım, dedi Havva, ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum. Sonra döndü Âdem’e, aklına bir şey gelmişti. Sesi, bengisular gibiydi. Bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun. Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan beni de ansın. Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın. Bir “ile” koy aramıza bizi birbirimize bağlasın.
384 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Nisan 2008
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

"Adem olan anlar"
384 syf.
4/10 puan verdi
Canım kitap severlerim Merhaba Kitabımız 400 sayfa olsada çok akıcı. Bilmediğim çok kelime vardı fakat hiçbir şekilde okuma akışını bozmuyor dönüp de sonra bu neymiş bakayım düşüncesi oluşmuyor. Kitap şiirsel seri, hikaye bilindik Ademle Havva,Kabille Habil Bilindik hikaye eril karakterler üzerinden anlatılmış. Kitap bir çırpıda bitti. Kitabı Nihat Hatipoğlunu dinler gibi okudum. Yazarımız tabir yerinde ise "sağdan sola, üstten alta, önden arkaya doğru donat"mış. "tamamen Allah'ın hükmüyle, Allah'ın kelamıyla, Allah'ın rahmetiylen birlikte donat donat donat; etrafa, sağdan sola, üstten alta, önden arkaya doğru donat ve bin dört yüzüylen birlikte, hümana ve hümanaylan birlikte sağdan sola donat ve seyir halini gerçekleştir. kulyas'a karşı, zuzula'ya karşı, demon'a karşı, afarit'e karşı etraflarında olanlara, göğsü sıkışanlara, içinde seyir halini hissedenlere ve yaşayanlara ve yaşatanlara doğru, görevli olanlara doğru ayna görevi ol ve kendilerine doğru gönder ve göster." Bilseydim
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
okumalarım
Nar Ağacı
Nar Ağacı
ile ilk ve son olurdu. Boşa giden zaman demem ancak çok uçta kalıyor
Nar Ağacı
Nar Ağacı
ile kıyaslandığında.. Kitap ile kalın.. Ankara'22 Temmuz " Yalelli yalelli yalelli o zaman" youtu.be/B1xAmM7rJnU
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"Sarsılmış ruhum dengelerini nerede bulur şimdi?" Kitabı bitirdikten sonra hissettiğim tam olarak bu.
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
uzun zamandır kalemiyle tanışmak istediğim, merak ettiğim bir yazardı. Yazarın
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
Hem kötülük nedir? Kime göredir? Hal midir, irade midir? Şeytan sonra! Kötülüğün nesidir? Sebebi midir, bahanesi midir? Benzeyeni midir, benzetileni midir? Temsil midir, gerçek midir? Kıssa mıdır,
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
382 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
En beğendiğim yazarlardan birisi olan Nazan Bekiroğlu hocanın okunması gereken kitapları arasında gördüğüm bu kitapta Adem a.s ile Havva anamızın hikayesini farklı anlatımla görüyoruz.Dili biraz ağır da olsa naçizane tavsiyem okuyun okutun efendim. "Bir gün Sabâ Melikesi Belkıs'tan, Âdem'le Havva'nın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. İnsanın bütün halleri Âdem'de gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti."
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
382 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
LÂ:Sonsuzluk Hecesi Şiir tadında güzel bir kitap.O hep bildiğimiz hikayeyi Âdem ile Havva'nın, Habil ile Kabil'in hikayesini bir de Nazan Hocanın ağzından dinleyin derim size.Dinleyin diyorum çünkü
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
"Cehenneme düşmedi, cehennem içindeydi."
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Tek başına ne duru iyilik ne de saf kötülük sensin. Ne baştan ayağa cennetsin ne de tümüyle cehennemsin. Aynı anda birbirine zıt iki şeysin. İçinde iyilik ve kötülüğü besleyip büyütecek
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
Sonsuzluk Hecesi
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İyi ile kötü.. Adem'in kelimeler kitabının ilk iki kelimesiydi. İkisi arasındaki ezelî rekabetin hikayesi de o kitabın hem mukaddimesi hem hâtimesiydi . Adem ve iblis ile başlayan sonra Habil
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
“L” dan “İLL” ya giden yolda çekilen sürgünün, acıların, ayrılıkların,tövbenin, aşkın, nefretin,ilk cinayetin, ilk ölümün ve daha sayamadığımız bir sürü ilklerin ve adların kitabı.Neden ve niçinlere çünkü lerin cevabı, Adem ile Havva, Kabil ile Habil yansımalarından bizim hikayemizdi, bizim öykümüz dü aslında yazılan. Nazan Hoca' nın muhteşem anlatımı ile tavsiyemdir değerli kitap dostları...
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
Lâ: Sonsuzluk Hecesi Sadece Hz. Âdem ve Havva'nın hikayesini anlatan bir roman olmanın ötesinde, insanlığın varoluşuna dair derin sorgulamalar içeren, felsefi ve tasavvufi bir eser olup sunduğu derin bakış açısı ve etkileyici atmosferi ile okunmaya değer bir roman.
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma
382 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Nazan Bekiroğlu'nun okuduğum ilk kitabıydı: LÂ. Kitap hakkında yaptığım arastırmalar ve okuduğum yorumlar sebebiyle büyük bir beklenti içinde sayfaları karıştırmaya başladım. Şiirsel bir anlatımın beni karşılayacağının farkındaydım fakat bu kadar abartılı olabileceğini tahmin etmemiştim. Olayların bu denli masalsı ve ninni sesleriyle anlatılmış olması kitabı gerçeklikten uzaklaştırmış. Yani diyorum ki; okudum ama ne Havva olabildim ne de Adem'in çilesini anlayabildim. Okudum ama yaşayamadım kitabı. Itirafta edeyim çok sıkıldım okurken. Ama yine de şiir dilini seven okurların bir şans verebileceğini düşünüyorum. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202113,5bin okunma

Yazar Hakkında

Nazan Bekiroğlu
Nazan BekiroğluYazar · 23 kitap
3 Mayıs 1957 tarihinde Trabzon'da doğdu. İlk ve orta tahsilini aynı kentte yaptıktan sonra Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1979). Dört yıl lise öğretmenliği yaptı. KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü'ne öğretim görevlisi olarak girdi. (1985). Orhan Okay yönetiminde sürdürdüğü Halide Edib Adıvar'ın Romanlarının Teknik Açıdan Tahlili konulu doktorasını tamamladı (1987). Aynı bölümde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Şair Nigar Hanım konulu çalışmasıyla doçent oldu (1995). 1998'den itibaren aynı fakültede açılan Türkçe eğitimi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan Nazan BEKİROĞLU 4 Mayıs 2001'de profesör olmuştur Şehirli bir ailenin üç çocuğundan en küçüğü olan Nazan Bekiroğlu; kendi ifadesiyle 'ehl-i kalem ve kelam' bir baba ile titiz ve oldukça eğitimli bir annenin, iki de ağabeyin ikliminde epey nazlanarak, korunarak, esirgenerek büyümüştür. Çocukluğunda Türkçesi bozulur diye sokak yasaklanmış ve arkadaşları seçilmiştir, bunun için konuşurken Karadenizliliği hiç hissedilmez. Bekiroğlu, Türk Edebiyatı dergisi röportaj yazarı Belkıs İbrahimhakkıoğlu'na verdiği bilgilerle, kendini ve (birbirini andıran) hikayeleriyle şiirlerini şöyle anlatmıştır. Doğduğu ay (3 Mayıs), ruh dünyası ve ardından şiir ve hikayelerinde hep yer almıştır. Altı yaşına kadar oturdukları, konak yavrusu denilebilecek büyük evde yaşadıkları, hikayelerinin şuur altı malzemesini hazırlamıştır; 'Çini dolap tutamakları, billur kapı kolları, vitraylardan süzülen efsunlu hava, kapı yanında açan filbahri çiçekleri, taş duvarlardan fışkıran yabani incir dalı, kocaman halının göbeğine düşen sarı ikindi güneşi, geceleri yatağa uzanan dalga sesleri ve bu seslerle karışan martı çığlıkları.' Bütün bunların izdüşümleri daha çocukluk yıllarında sanatkar ruhunu yoğuran dünyanın temelini teşkil etmişlerdir. On dört yaşında babasının vefatıyla beraber ailenin ekonomik ve sosyal rengi değişir. Konaktan apartman dairesine geçiş yazarın içe dönük ruh yapısının teşekkülünde ve duyarlılığının şekillenmesinde etkili olmuştur. Daha sonra yüksek tahsil için aileden uzaklaşması bakışlarını dış dünyaya çevirmesini Anadolu'yu ve insanını tanıtmasını sağladı. Öğrencilik yıllarında halk edebiyatı ve Orta Asya estetiğinin peşinde idi. Bunu bir ölçüde ilk hikayelerine de yansıttı. (Hava Hanım Öldü) . Gerek sanatkar, gerekse akademik kişiliğinin gelişmesinde hocası Orhan Okay'dan teşvik ve destek gördü. Kendi ifadesiyle, kendini asıl buluşu mezuniyet sonrası yıllara rastlar. 1979 yılında apartmandan tekrar eski, müstakil ve bahçeli bir eve taşınırlar. Böylece sanatkarımız, ruhunu harekete geçiren atmosfere yeniden kavuşur. Daha sonra bir İstanbul seyahatinde hayatına Osmanlı ve Topkapı girer ve bu saray giderek, adeta bir tutkuya dönüşür. Ama onu çeken Osmanlı'nın zaferleri ya da yenilikleri değildir. 'Saray'ı özellikle insani yanı ile yakalamaya çalışır. Bekiroğlu, edebiyata ve özellikle şiire meraklı bir aileden geliyor. Baba ve anne şiiri duyan ve duyuran insanlar. Babası 'Hedef' adlı bir mahalli bir gazetenin sahibiydi. Basılmamış roman denemeleri ve pek çok şiirleri bulunan, tarihe ve bilhassa Osmanlı tarihine meraklı bir zattı. Bekiroğlu 'güzele ilgi duymayı' babasından öğrenmiştir. Okumayı, kendisine sevdiren babasıdır. 'İçinde Bir Sızı Var' hikayesinde kahraman da babasıdır. Bir zamanlar Tanpınar'ın etkisinde kaldığını şu anda bu etki üzerinden attığını söyler. Hayran olduğu Dostoyevski'den insan ruhunun labirentlerini vermesi bakımından etkilenir. Oscar Wilde'ın insan ruhunun evrensel prensipler doğrultusunda ve çok sade çizgilerle hikayeler yazmasından etkilenir. Nun Masalları döneminde Oscar Wilde gibi hikayeler yazmak ister. Nun Masalları'nın sade görünümünde onun etkisinin olduğunu söyler. Mustafa Kutlu'dan teknik anlamda geleneğe yaslanması yönünden etkilenir. Sezai Karakoç'tan geleneğin dönüştürülerek bugün nasıl kullanılabileceğini öğrendiğini söyler.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.