‘Onlar geldiler, ellerinde İncil vardı, bizim ise topraklarımız vardı. İncil’i elimize verdiler, gözlerinizi kapatıp dua edin’ dediler. Ettik. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde hâlâ İncil vardı, topraklarımız ise onların olmuştu.
Haddinize, hududunuza, ne bileyim kapasitenize ulaşamadınız. Daha iyisini yapabilecekken, bu dünyada bir şeyler yapabilecekken, yalnızca bir amaçla sınırladınız kendinizi.
Gelişmemiş ülkelere ve geri kalmış bölgelere "gelişmekte olan" denmesi, nezaket icabıdır; belki kandırmacanın kibar bir türüdür, belki de gerçekçi bir ifadedir.
Her göç derin bir sızıyla başlar. Yolculuk öncesi uzakların özlemidir yolcunun kalbindeki. Geride dönülmeze hasret, ileride seni çağıran haz verici hayaliyle harikalar bahçesi vardır.