"Krallar, hükümetler, polisler, generaller; insanlığın kaderi bu, kendini savunamıyor insanlık, onların o korkunç iştahını doyurmak zorunda; bir de sesini boğan basın, ses çıkarma vaazı veren kilise var tabii."
Ne kadar sert ve köşeli muhakeme yaparsan o kadar çok hapishaneye dönüştürüyordun onu; oysa hayat çelişki, taviz, geçici de olsa uzlaşma demekti ve büyük ilkeler dünyayı ancak yakarak aydınlatabilirdi.