Quotes

See All
Tüm resûllerin ortak davetidir “Lailaheillallah". Bu kelimedir, kavimleri Müslim ve kâfir diye ayıran... Bu kelimedir, insanların dünya ve ahirette varacakları sonu belirleyen... Bu kelimedir, baba ile oğulu karşı karşıya getiren tarih sayfalarında... Bu kelimedir, Nuh'u (as) kurtuluş gemisine alıp, ciğerparesini azgın dalgalara mahkûm eden... Bu kelimedir, Lut'u (as) kurtulanlardan kılıp, karısının başına gökten taş yağdıran... Bu kelimedir, İbrahim'i (as) babasına ve kavmine karşı tüm cesaretiyle “... sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz..."dedirten... Yine bu kelimedir, İsrailoğullarını zamanın tağutundan kurtaran da, çöllerde kırk yıl dolaştıran da... Bu kelimedir, tüm aristokratların peygamberlerine eziyet etme sebebi... Bu kelimedir, Resûlullah'a zamanın en güveniliriyken, “şair, yalancı, deli, kâhin, büyücü" damgası vurduran... Bu kelimedir, Resûlullah'a, kendi hâlinde bir tüccarken “Ortağı olmayan Allah'a ibadet edilinceye kadar kılıç ile gönderildim." dedirten... Bu kelimedir, köle Bilal'i (ra) Mekke'nin efendisi Ümeyye karşısında dile getiren... Bu kelimedir, ayrılık ve zillet içinde yaşayan Arapları, birlik ve izzetle tarih sahnesine çıkaran... Bir kelime düşünün ki Allah (cc), yüz binlerce resûlü (as) onu söylesin, söyletsin, yaşasın ve yaşatsın diye görevlendirmiştir. Bir kelime düşünün ki Kitaplar onun için indirilmiştir. Bir kelime düşünün ki uğruna yurtlar terk edilmiş, dostlar düşman edinilmiş ve kılıçlar kınından çekilmiştir. İşte o kelime, “Lailaheillallah"tır.
Sonuç olarak; Bir amelin Allah (cc) katında sahih kabul edilebilmesi için amelin ihlasla yapılması ve sünnete uygun olması şarttır. Yoksa bu amelin Allah katında hiçbir değeri olmaz. Davet de bir ameldir. Bu amelin kabul olup, ecrinin alınabilmesi için davetçinin de ihlaslı olması ve davet metodunun sünnete uygunluğu şarttır. Peygamberimiz, Buhari ve Müslim'in Aişe annemizden rivayet ettikleri bir hadis-i şerifte "Kim bizim yapmadığımız bir ameli yaparsa o amel Allah katında reddedilir." ¹ buyurmuşlardır. 1) Buhari 2697
Sayfa 22
Reklam
Bu Kelimeyi İlk Söyleyenlerle Bizim Aramızdaki Fark Bu kelimeyi ilk söyleyen insanlar tamamen değişiyor, cahiliyenin tüm pisliklerinden arınmış olarak Allah'a (cc) teslim oluyorlardı. Bu kelimeyi söyleyen insanlar zamanın tağutlarına başkaldırıyor, kalplerinde dinmeyen bir coşku hissediyorlardı. Bu kelime onların hayata bakış açılarını değiştiriyor, onlara yeni bir düşünce yapısı kazandırıyordu. Basit kabile çıkarları için yaşayan ve ölen insanlar, bu kelimeyi söyledikten sonra Allah için yaşıyor ve ölüyorlardı. İman kardeşliğini tüm bağlardan üstün tutuyor, her türlü asabiyet kirinden arınıyorlardı.
Sayfa 25
أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ شَرَعُوا لَهُمْ مِنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللَّهُ "Yoksa, Allah'ın izin vermediği şeyleri, kendilerine dinden şeriat kılan/kanun yapan ortakları mı var?" Allah'ın izin vermediği konularda kanun yapanlar, Allah'a ortak edinmişlerdir. Bunun asrımızdaki en açık şekli, demokrasi dininin gereği olarak seçimlere katılmak ve kullanılan oylarla bu yetkiyi insanlara vermektir. Evet, hâkimiyeti Allah'a vermek O'na (cc) ibadet etmektir. Kanun yapma, yasama, teşride bulunma yetkisini O'ndan (cc) başkasına veren, Allah'ın dışında bir varlığa ibadet etmiş, Rabbine ortak koşmuştur.
Sayfa 39
Firavun'un sihirbazları, sadece dünyalık peşinde koşan ve tağuttan alacakları iki kuruş maaş için yaşayan o dönemin resmî memurlarıyken, bu kelimeyi söyledikten sonra Firavun'a kafa tutuyorlardı. İman etmeden önceki hâlleri şöyle anlatılıyordu Kur'ân'da: "Büyücüler Firavun'a geldiler: 'Şayet biz (Musa'ya) üstün gelirsek herhalde bize (dolgun) bir ücret verirsin artık değil mi?' dediler. 'Evet, şüphesiz (üstün geldiğiniz takdirde) bana yakınlaştırılmış (gözde adamlarımdan) olacaksınız." demişti." Ve iman ediyorlar... "Sihirbazlar (gördükleri karşısında) secdeye kapanmışlardı. Demişlerdi ki: 'Biz, âlemlerin Rabbi olan (Allah'a) iman ettik. Musa'nın ve Harun'un Rabbi olan (Allah'a).' " Firavun tehditler savuruyor... "Firavun dedi ki: '(Ben) size izin vermeden ona iman ettiniz öyle mi? Şüphesiz ki bu (yaptığınız), buranın halkını yurtlarından sürüp çıkarmak için (Musa ile beraber) tezgâhladığınız bir tuzaktır. Pek yakında (yapacaklarımı) bileceksiniz/anlayacaksınız. Kuşkusuz, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesip sonra da sizi topluca asacağım." İman ettikten sonra...
Birçok insana Kelime-i Tevhid'in manası sorulduğunda "Allah'tan başka ilah yoktur." der. Peki, "Allah'tan başka ilah yoktur ne demektir?" diye sorarsanız genelde cevap şöyle olur: "Yani bizi yaratan O'dur, bize rızkı veren O'dur." Oysa daha önce de belirttiğimiz gibi Kelime-i Tevhid'in manası bu değildir. Allah'ın yaratıcı olduğunu, rızkı verdiğini Mekkeli müşrikler de biliyordu. Ama bu, onları İslam dairesine sokmamış, Resûlullah'ın (sav) onlarla savaşmasına engel olmamıştı.
Reklam
Lailaheillallah..
Bir kelime düşünün ki Allah (cc), yüz binlerce resûlü (as) onu söylesin, söyletsin, yaşasın ve yaşatsın diye görevlendirmiştir. Bir kelime düşünün ki Kitaplar onun için indirilmiştir. Bir kelime düşünün ki uğruna yurtlar terk edilmiş, dostlar düşman edinilmiş ve kılıçlar kınından çekilmiştir.
Sayfa 10
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.