O artık bebek değil, en azından fiziksel olarak. Yıllar geçtikçe diğer insanların çocuklarının hızla gelişmelerini izledim, onlar hızla uzaklaşırken oğlumun, trafik ışıklarında arabası bozulmuş biri gibi vitesinin boşta kalacağı o kaçınılmaz günü korkuyla bekledim. Aylar geçtikçe tekrar bir kelime duyma şansı gittikçe zayıflıyor. Şimdi on yaşında, istatistiksel bunların sonra da konuşacak gibi görünmüyor. Onun zihni, sayfaları birbirine yapıştırılmış bir sözlük gibi. Onu alnından öpüyor ve yorganı çenesine kadar çekiyorum .Gece uyuyup uymayacağını bilmiyorum ama sessiz olduğu sürece buna katlanabilirim. Sorun nadiren sessiz olması.