Türk Kültür ve Edebiyatı Üzerine Araştırmalar

Lalezar Baykara Meclislerinden Çırağan Eğlencelerine

Ahmet Kartal

Quotes

See All
“Benim gözlerim senin yüzüne öyle âşık ki, gözlerimin her biri diğerinin seni görmesini kıskanıyor.” | Hüseyin Baykara
Sayfa 38 - Baykara Meclisi’nden Yansımalar
Reklam
Mitolojide Lâle
Bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesine yıldırım düşer. Alev alan yaprak o hâliyle donup kalarak lâleye dönüşür. Göbeğindeki siyahlık da, o yıldırımdan arta kalan yanık izidir. Şiî halk geleneğine göre ise, Miraç hadisesi sırasında, arşın yüksekliklerinden bakan Hz. Peygamber'in, şehitlerin kanlarıyla kızıla boyanmış gördüğü Kerbelâ ovası için döktüğü gözyaşları, yeryüzünde lâlenin oluşmasına vesile olmuştur. Ayrıca lâlenin, Cennet'ten çıkarılan Âdem'in gözyaşlarından ve büyük Türk kahramanı Efrâsiyâb/Alp er Tunga tarafından başı kesilerek öldürülen Siyâvuş'un akan kanından meydana geldiği düşüncesi yine İran mitolojisinde görülmektedir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Sözlerimi Nurettin Topçu’nun milletle ilgili şu sözleriyle bitirmek istiyorum: “Millet, kökleri mâzide, gövdesi halde bulunan, dalları ve yaprakları istikbâle uzanan, geçmişte, halde ve gelecekte hatırâları, temâyülleri ve tasavvurlariyle birleşmiş olan varlıktır. Mâziden gelip halden geçerek istikbâle akan bir nehir gibidir. Milleti yaşatan hayatî kuvvetler onun mâzisinde gömülüdür. Bu kuvvetler hâlin hayat tarlasını suladıktan sonra yine kaybolmaz, toprağa gömülmezler, istikbâli de onlar yaratırlar.”
Sayfa 105 - Milli Birliğimizin Üç Kaynağı
Ahmed-i Yesevî'de Kişiyi Allah'tan Uzaklaştıran Bir İllet: Riyâ
Riyâ, Allah için yapılması gereken bir fiilin, kul görsün diye sergilenmesidir. Bu davranış ise, Allah'tan beklenilmesi gereken karşılığın kullardan beklenilmesi olarak kendisini gösterdiği için bu durum gizli şirk olarak telakki edilmiştir. Nitekim riyâyı “küçük şirk”46 olarak niteleyen Hz. Peygamber, Allah'ın kıyamet gününde insanlara amellerinin karşılığını verirken gösteriş için ibadet ve hayır yapanlara, “Ey riyâkârlar! Dünyada amellerinizi gösteriş olsun diye kimin için yaptıysanız gidin onu arayın, bakalım bulabilecek misiniz?" şeklinde hitap ederek onları huzurundan kovacağını bildirmiştir.
Kutadgu Bilig'in Düşündürdükleri ve Türk Edebiyat Tarihindeki Yeri
Bugünkü bilgimize göre Türk edebiyatında yazılan ilk mesnevî, Kutadgu Bilig'dir. Bu eser, klasik mesnevî tertibini yansıtması, aruzun Türkçeye başarılı bir şekilde tatbik edilmesi ve Türkçenin başarılı bir şekilde kullanılmasıyla dikkat çekmektedir. Bu durum Türklerin hem mesnevî nazım şekli ile aruz veznini tanıdığını ve ona vakıf olduğunu hem Türk edebiyatının İslâmiyetten çok önce inkişaf ettiğini hem Türkçenin şiir dili olma hüviyetini kazandığını hem de bu dille birçok manzum/mensur eser yazılmış olduğunu göstermektedir.
Reklam
Nitekim İslâmiyet'i kabul etmeden önce Türk boyları arasında çok sık şekilde çıkan kavgalar söz konusudur. Örneğin hakanın ölümünden sonra devletin oğulları arasında bölüşülmesi, akabinde kardeşler arasında çıkan mücadeleler buna dair bir örnek olarak verilebilir. Türkler, ne zaman ki kendilerinde Müslüman Türkün Allah adında birliğe ulaşma ülküsünü inşa etmişlerse, o zaman, devletleri daim olmuştur (Topçu 2008: 145-46).
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.