... herkesin yaşama hakkının dokunulmaz sayılmadığı bir toplumda dokunulmaz olan hiçbir hayat yoktur; ölümleri umursananlar ve umursanmayanlar diye sınıflandırma alışkanlığını edinmiş bir toplum, hayatın kendisini bir bütün olarak yadsıyor demektir.
... Çünkü ağustos böcekleri de bir zamanlar insandı. Hep şarkı söyleyebilmek için yemeye , içmeye ve sevmeye son verdiler. Şarkılara kaçışları sırasında gittikçe daha da kuruyup küçüldüler...
"Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar."
***
Sağlam veriler, günümüzde Türk insanının kendi dilinin yaklaşık yetmiş beş bin sözcükle dev dağarcığı içerisinden günlük yaşamda sadece iki-üç yüz sözcükle idare ettiğini ortaya koyuyor.
***
Sayfa 309 - Can yayınları, 2017, 3. BasımKitabı okudu