Latin Amerika'nın Kesik Damarları
Eduardo GaleanoÖne Çıkan Latin Amerika'nın Kesik Damarları Gönderileri
Öne Çıkan Latin Amerika'nın Kesik Damarları kitaplarını, öne çıkan Latin Amerika'nın Kesik Damarları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Latin Amerika'nın Kesik Damarları yazarlarını, öne çıkan Latin Amerika'nın Kesik Damarları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sömürge soygununda kılıç ve haç yan yana ve omuz omuza yürümüştür hep. Amerika’nın gümüşünü söküp çıkarabilmek için kumandanlarla rahipler, silahlı atlılarla kitaplı papazlar Potosi’de randevu vermişlerdir birbirlerine.
Latin Amerika tropiklerindeki şeker, İngiltere’nin, Fransa’nın, Hollanda’nın, ABD’nin endüstriyel gelişimini sağlayan sermaye birikimine büyük katkıda bulundu. Buna karşılık, Brezilya ve Antiller’in ekonomilerini sakat bıraktı ve Afrika’nın yıkımına yol açtı. Avrupa, Afrika ve Amerika arasındaki ticaret üçgeninin hareket gücü, şeker plantasyonlarında çalıştırılan kölelerin ticaretiydi. Augusto Cochin, “Bir şeker kristalinin tarihçesi aynı anda hem ekonomik, hem politik, hem de ahlaki bir derstir,” diyordu.
Çocuklar ana-babalarının hatalarının bedelini ödemek zorunda değildiler.
Bakışlarını geriye çevirmiş bir peygamberdir tarih: olmuş olandan hareketle ve olmuş olana karşıt olarak gelecek olanı haber verir. İşte bundan ötürüdür ki, bir kıtanın yağma edilişinin tarihini sunmak ve aynı zamanda bugünki talan mekanizmalarının işleyişini göstermek amacını güden bu kitapta, karavelalardaki conquistador’larla jet uçaklarındaki teknokratları, Hernan Cortes’le Kuzey Amerikalı deniz piyadelerini, kraliyet valileriyle Uluslararası Para Fonu görevlilerini, esir tüccarlarının hisseleriyle General Motors’un kazançlarını yan yana ve iç içe bulacaksınız. Yenik düşmüş kahramanlarla çağdaş devrimleri ve ölüp de yeniden canlanan umutlarla ihanetleride.
Aptallığa oldukça benzeyen bir suskunluk içindeydik...
Kesik damarların kıtasıdır Latin Amerika. Keşfedildiği günden beri burada her şey, önce Avrupa, daha sonra da Kuzey Amerika sermayesine dönüşmüş ve o uzaktaki iktidar merkezlerinde öylece birikmiştir, öylece birikmektedir. Her şey, bütün her şey: toprak ve tüm ürünleri, zengin madenlerle dolu toprak altı, insanlar, insanların üretim ve tüketim güçleri, tüm doğal ve insani kaynaklar. Ülkelerin üretim tarzları ve sınıfsal yapıları, daima ve her seferinde kapitalizmin evrensel çarklarına zincirlenişleri göz önüne alınarak, dışarıdan belirlenmiştir.