Tobias'la birlikte basamakları inmeye başladık. yukarıda merdivenlerin tepesindeki Wilson arkamızdan bakıyordu. derken bana seslendi: "efendim, eğer bu gece bir sebepten teröristlerle mücadele etmiyor ya da ışınlanma cihazı falan bulmuyorsanız, partime gelmenizi çok isterim. ev sahipliğini kardeşim yapıyor."
"parti mi?" dedim omzumun üstünden bakarak. "gerçek insanlarla?"
"en iyileriyle, efendim."
"mutlaka. ama ben almayayım. yine de teşekkürler."
"Üzgünüm," dedim gitmeye davranarak. "Buraya gelmemeliydim. Ailenle eğlencenizi bölüyorum."
"Efendim," dedi Wilson kolumdan yakalayarak. "Stephen? Ama sen de ailedensin."