Fazla söze hacet yok. İmanî mevzuları ve birçok cevapsız kalan soruları “iki kere iki dört” katiyetiyle ispat ve izah etmiş Said Nursi Lem’alar’da.
Kitapta özellikle 30. Lem’a’yı okurken çok büyük lezzet aldım. Ruh kanatlandı ve ufuk alabildiğince uzaklara açıldı… Çok başka, “dünyada yazılmamış” sanki 30. Lem’a…
Onbirinci Lem’a’da da Efendimiz a.s sünnetine be uygulanmasına dair muazzam bir sunumu var Said Nursi’nin. Çok öz ve manidardır, sünnet-i seniyyeye dair, Onbirinci Lem’a.
Sondaki “Münacat” kısmıysa, Risale-i Nur külliyatının sıkışmış, sıkıştırılmış özü gibi. Bir çekirdek misali. Okuyunca anlayacaksınız.
Risale-i Nur okuyanlar bilir ki, bir defayla okunup atılmaz bu kitaplar. Hep okumalı, sürekli okunmalı, dönüp dönüp tekrar okunmalı Risale-i Nur. Her okunuşta farklı diyarların kapılarını aralar size Risale-i Nur. Okudukça kalbiniz ve ruhunuz yükselişe geçer, bunu hissedersiniz.
Risale-i Nur, müslümanların değil tüm insanlığın kitabıdır. Zira dil ve üslubu da bize bunu söyler. Herkes okumalı, ama herkes. Ate de okumalı, Hristiyan da okumalı, Yahudi de, Hindu da. Ama en çok Müslüman okumalı.
Vesselam…